Sf: 2
(2) Bakara Suresi:
6. İnkar edenlere gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; inanmazlar.
7. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerine de perde inmiştir…
Sf: 3
(2) Bakara Suresi: 
23. Eğer kulumuz (Muhammed’)e indirdiğimizden şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sure getirin…
Sf: 4
(2) Bakara Suresi:
28. …O sizi diriltti; yine öldürecek, yine diriltecek; sonra O’na döndürüleceksiniz.
Sf: 6
(2) Bakara Suresi:
40: Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetleri hatırlayın, Bana verdiğiniz sözü tutun ki Ben de size verdiğim sözü tutayım…
Sf: 8
(2) Bakara Suresi:
58: Demiştik ki: ‘’Şu şehre girin, oradan dilediğiniz yerde bol bol yiyin; secde ederek kapıdan girin ve hatta ‘’ya Rabb’i, bizi affet!’’ deyin ki Biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım, güzel davrananlara daha fazlasını da veririz.
Sf: 9
(2) Bakara Suresi:
65: …‘’Aşağılık maymunlar olun!’’…
Sf: 12
(2) Bakara Suresi:
88: ‘’Kalplerimiz perdelidir.’’ dediler. Hayır, ama inkarlarından dolayı Allah onları lanetlemiştir, artık çok az inanırlar.
Sf: 16
(2) Bakara Suresi:
111: ‘’ Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete girmeyecek’’ dediler. Bu onların kuruntusudur. De ki: ‘’Doğru iseniz, delilinizi getirin.’’
106: Biz bir ayeti siler veya unutturursak ondan daha iyisini ya da benzerini getiririz. Allah’ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi? 
Sf: 24
(2) Bakara Suresi:
164: …emre hazır bekleyen bulutları…
Sf: 27
(2) Bakara Suresi:
185: …Kim hasta olur, yahut seferde bulunursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutsun…
Sf: 29
(2) Bakara Suresi:
191: Onları nerede yakalarsanız öldürün, onları sizi çıkardıkları yerden (Mekke) size de onları çıkarın! Fitne (baskı yapmak) adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram’da onlarla savaşmayın ki onlar da sizinle orada savaşmasınlar. Fakat onlar sizinle savaşırlarsa hemen onları öldürün; kafirlerin cezası böyledir. 
194: …Kim size saldırırsa onun size saldırdığı kadar siz de ona saldırın…
Sf: 30
(2) Bakara Suresi:
200: …İnsanlardan kimi ‘’Rabb’imiz bize dünyada ver!’’ der; onun ahirette bir payı yoktur. 
202: …Allah hesabı çabuk görendir.
Sf: 32
(2) Bakara Suresi:
213: …Allah dilediğini doğru yola iletir.
Sf: 33
(2) Bakara Suresi:
216: Hoşunuza gitmese de size savaş yazıldı (farz kılındı). Bazen hoşlanmadığınız bir şey hakkınızda iyi olabilir ve hoşlandığınız bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz. 
219: Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki: ‘’O ikisinde büyük günah ve insanlara bazı yararlar vardır. Fakat onların günahı yararından büyüktür‘’ ve sana Allah yolunda ne vereceklerini soruyorlar. De ki; ‘’ Af (yani ihtiyaçlarınızdan fazlasını veya helal ve güzel olan şeyleri verin!) Allah size ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz:
Sf: 34
(2) Bakara Suresi:
221: Allah’a ortak koşan kadınlarla, onlar inanıncaya kadar evlenmeyin. (Allah’a ortak koşan hür kadın), hoşunuza gitse dahi inanan bir cariye, ortak koşan (hür) kadından iyidir. Ortak koşan erkekler de inanıncaya kadar, onları (kadınlarınızla) evlendirmeyin. (Allah’a koşan hür erkek) hoşunuza gitse dahi inanan bir köle, ortak koşan (hür) adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırıyor. İnsanlara ayetlerini açıklıyor ki öğüt alsınlar.
222: Sana adet görmeden soruyorlar. De ki: ‘’O eziyettir.’’ Adet halinde kadınlardan çekilin, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman Allah’ın emrettiği yerden onlara varın. Allah tövbe edenleri sever, temizlenenleri sever.
223: Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için ileriye hazırlık yapın, Allah’tan korkun ve mutlaka Allah’a kavuşacağınızı bilin. İnananları müjdele!
Sf: 35
(2) Bakara Suresi:
228: Boşanmış kadınlar, üç kur’ (üç adet veya üç temizlik süresi bekleyip) kendilerini gözetlerler (hamile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri (karınlarında çocuk bulunduğunu saklamaları) kendilerine helal olmaz. Kocaları da bu arada barışmak isterlerse, onları geri almaya daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan haklar gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin kadınların üzerinde bir derece (fazla hak)ları vardır. Allah azizdir, hakimdir.
Sf: 41
(2) Bakara Suresi: 
253: …Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapar.
256: Dinde zorlama yoktur…
Sf: 42
(2) Bakara Suresi:
259: Yahut şu kimse gibisini (görmedin mi) ki duvarları, çatıları üstüne yığılmış (altüst olmuş) ıssız bir kasabaya uğramıştı; ‘’Allah bunu böyle öldükten sonra nasıl diriltecek!’’ demişti. Allah da kendisini öldürüp yüz sene sonra diriltti. ‘’Ne kadar kaldın?’’ dedi. ‘’Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldım.’’ dedi. (Allah) ‘’Hayır’’ dedi, ‘’Yüz yıl kaldın. Yiyecek ve içeceğine bak, bozulmamış. Eşeğine bak, seni insanlar için bir ibret kılalım diye (böyle yaptık). Kemiklere bak, nasıl onları birbiri üstüne koyuyor, sonra onlara et giydiriyoruz!’’ Bu işler ona açıkça belli olunca, ‘’Allah’ın her şeye kadir olduğunu biliyorum’’ dedi.
Alt madde: 37 
* …Ayrıntıya dalmak Kur’an’ın amacına aykırıdır.
Sf: 46
(2) Bakara Suresi:
275: Riba yiyenler, ancak şeytanın dokunup çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, ‘’Alışveriş de riba gibidir.’’ Demelerinden ötürüdür. Oysa Allah alışverişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kime Rabb’inden bir öğüt gelir de (o öğüde uyarak ribadan) vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve işi de Allah’a kalmıştır. (Allah onu affeder). Kim tekrar (ribaya) dönerse onlar ateş halkıdır, orada edebi kalacaklardır.
Sf: 49
(3) Al-i İmran Suresi:
9: …Allah sözünden dönmez.
Sf: 56
(3) Al-i İmran Suresi:
54: …çünkü Allah en iyi tuzak kurandır.
Sf: 58
(3) Al-i İmran Suresi:
77: …Allah kıyamet günü onlara konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları yüceltmeyecektir…
Sf: 60
(3) Al-i İmran Suresi:
85: Kim İslam’dan başka bir din ararsa bilsin ki (o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.
Sf: 65
(3) Al-i İmran Suresi:
129: …(O) dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder…
Sf: 76
(4) Nisa Suresi: 
3: Şayet öksüz (kızlarla evlendiğiniz takdirde on)lar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsınız, size helal olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. O (kadın)lar arasında da adalet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane alın; yahut ellerinizin altında bulunan (cariye)lerle yetinin. Cevr (ve haksızlık) etmemeniz için en uygun olan budur.
  
Sf: 77
(4) Nisa Suresi: 
11: Allah size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe kadının payının iki katını tavsiye eder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (ölenin geriye) bıraktığının içte ikisi onlarındır. Eğer (çocuk) yalnız bir kadınsa (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa bıraktığı mirasta ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir. (Bu hükümler, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. [ Bunlar, Allah’ın koyduğu haklardır. Şüphesiz Allah bilendir, hikmet sahibidir. ]
Sf: 79
(4) Nisa Suresi: 
16: İçinizden iki kişi, fuhuş yaparsa onlara eziyet edin; eğer tövbe eder, uslanırlarsa artık onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tövbeleri çok kabul edendir, çok esirgeyendir.
19: …Eğer onlardan hoşlanmazsanız, bilin ki sizin hoşlanmadığınız bir şeye Allah çok hayır koymuş olabilir.
Sf: 81
(4) Nisa Suresi:
24: (Savaşta tutsak olarak) ellerinize geçen (cariye)ler dışında, evli kadınlar(la evlenmeniz) de haramdır. (İşte bunlar) size Allah’ın yazdığı yasaklardır. Bunlardan ötesini, iffetli yaşamak, zina etmemek şartıyla mallarınızla istemeniz (evlenmeniz), size helal kılındı. O halde onlardan yararlanmanıza karşılık, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin. Hakkın kesiminden sonra karşılıklı anlaşma(k suretiyle kesilenden az veya çok vermeniz) de üzerinize bir günah yoktur. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
25: …Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan işkencenin yarısı uygulanır…
Sf: 83
(4) Nisa Suresi:
34: Allah, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harcayıp (kadınların geçimini sağla)dıkları için erkekleri, kadınlar üzerine yönetici kılmıştır. Bundan dolayı iyi kadınlar itaatkar olup Allah’ın kendilerini korumasına karşılık (Allah’ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına asla ihanet etmezler). Hırçınlık etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allah yücedir, büyüktür.
Sf: 84
(4) Nisa Suresi: 
43: Ey inananlar! Sarhoşken namaza yaklaşmayın ki ne dediğinizi bilesiniz. Yoldan geçici olmanız dışında, cünüp iken de yıkanıncaya kadar (namaza yaklaşmayın). Eğer hasta yahut yolculukta iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse ya da kadınlara dokunmuşsanız (bu durumlarda) su bulamadığınız takdirde temiz toprağa teyemmüm edin. (Toprağı) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affeden, çok bağışlayandır.
Sf: 89
(4) Nisa Suresi: 
79: Sana gelen her iyilik Allah’tandır, sana gelen her kötülük de kendi (günahın yüzü)ndendir.  Seni inanlara elçi gönderdik. (Buna) şahit olarak Allah yeter.
Sf: 90
(4) Nisa Suresi:
82: Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Eğer Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, onda birbirini tutmaz çok şey bulurlardı.
84: …İnananları da (savaşa) teşvik et…
Sf: 91
(4) Nisa Suresi:
89: Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla bir olasınız. O halde onlar Allah yolunda güç edinceye kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, nerede bulursanız öldürün ve onlardan ne dost ne de yardımcı tutun!
91: Başka birtakım insanlar da bulacaksınız ki hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmak isterler. Ama ne zaman fitneye götürülseler, fitnenin içine baş aşağı atılırlar. Eğer onlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini (saldırıdan) çekmezlerse onları yakalayın ve nerede bulursanız öldürün! İşte öylelerine karşı size açık bir yetki verdik.
Sf: 98
(4) Nisa Suresi: 
129: Ne kadar isteseniz de kadınlar arasında (tam) adalet yapamazsınız. Öyle ise (birine) tamamen yönelip ötekini askıda (kocasızmış) gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir sakınırsanız, Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Sf: 105
(4) Nisa Suresi: 
176: Senden fetva istiyorlar. De ki: Allah size ana babasız ve çocuksuz kişinin mirası hakkında hükmünü şöyle açıklıyor: Ölen kişinin çocuğu yok, bir kız kardeşi varsa bıraktığı malın yarısı o (kız kardeşi)nindir. Fakat kendisi (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa onun mirasını (tamamen) alır. Eğer (ölenin) iki kız kardeşi varsa, bıraktığının üçte ikisi onlarındır ve eğer (varisler) erkek kadın birçok kardeş olursa, erkeğe, iki kadının payı kadar (pay) verilir. Şaşırırsınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah her şeyi bilir.
Sf: 106
(5) Maide Suresi:
3: Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (tahta veya taşla) vurul(arak öldürül)müş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış ve canavar parçalayarak ölmüş olan hayvanlar –henüz canları çıkmadan kestikleriniz hariç- dikili taşlar (putlar) adına boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (insanı yoldan çıkaran kötü şeylerdir). Bugün artık inkar edenler, sizin dininiz(i yok etmek)ten umudu kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi olgunlaştırdım, size nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’a razı oldum. Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. Doğrusu Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Sf: 111
(5) Maide Suresi:
29: ‘’Ben isterim ki sen benim günahımı da, senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın! Zalimlerin cezası budur.’’
Sf: 114
(5) Maide Suresi:
45: O (Hak kitabı)nda onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas (ödeşme) yazdık. Kim bunu bağışlar (kısas hakkından vazgeçer)se o, kendisi için kefaret olur ve kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte zalimler onlardır.
Sf: 119
(5) Maide Suresi:
75: Meryem oğlu Mesih, bir elçiden başka bir şey değildir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Annesi de dosdoğruydu. İkisi de yemek yerlerdi. (Yaşamak için yemeğe muhtaç olan nasıl tanrı olabilir?) Bak, onlara nasıl ayetleri açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) çevriliyorlar!
Sf: 121
(5) Maide Suresi:
85: Bu sözlerinden dolayı Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler verdi *ck not: verecek. Güzel davrananların mükafatı işte budur.
Sf: 122
(5) Maide Suresi:
90: Ey inananlar! Şarap, kumar, dikili taşlar, şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
Sf: 129
(6) En’am Suresi:
27: Onların, ateşin başında durdurulmuş iken, ‘’Ah ne olurdu keşke biz (dünyaya) geri döndürülseydik de Rabb’imizin ayetlerini yalanlamasaydık, inananlardan olsaydık!’’ dediklerini bir görsen!
Sf: 143
(6) En’am Suresi:
125: Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun göğsünü İslam’a açar, kimi de saptırmak isterse onun göğsünü, (o kimse) göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar. Allah, inanmayanların üstüne işte böyle pislik (sıkıntı) çökertir.
Alt madde: 84
*ck not: tabi bunu sen uydurdun.
Sf: 144
(6) En’am Suresi:
137: Yine ortakları, müşriklerden çoğuna evlatlarını öldürmeyi süslü gösterdiler ki (böylece) hem onları mahvetsinler hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. Öyleyse onları, uydurduklarıyla baş başa bırak!
Sf: 146
(6) En’am Suresi:
143: Sekiz çift (hayvan), koyundan iki, keçiden iki! De ki: ‘’(Allah), iki erkeği mi haram etti, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı? Eğer doğru iseniz bana bilgi ile haber verin.
146: …Biz elbette doğru söyleyenleriz.
Alt madde: 87
*ck not: kınama nerde?
Sf: 151
(7) A’raf Suresi:
12: (Allah) buyurdu: ‘’Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?’’ (İblis), ‘’Ben’’ dedi, ‘’Ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.’’
13: (Allah) buyurdu: ‘’Öyle ise oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın!’’
14: (İblis) dedi: ‘’(Bari) bana (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar süre ver.’’
15: (Allah) buyurdu: ‘’Haydi sen süre verilmişlerdensin.’’
16: ‘’Öyle ise,’’ dedi, ‘’Beni azdırmana karşılık, ant içerim ki ben de onlar(ı saptırmak) için Senin doğru yolunun üstüne oturacağım.’’
17: ‘’Sonra (onların) önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!’’
18: (Allah) buyurdu: ‘’Haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. And olsun ki onlardan sana kim uyarsa (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım (azdıran sizler de, size uyup yoldan çıkan insanlar da cehenneme gireceksiniz)!’’
19: (Sonra Allah, Adem’e hitap etti): ‘’Ey Adem! Sen ve eşin cennete durun, dilediğiniz yerden yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.’’
20: Derken şeytan, onların, kendilerinden gizlenmiş olan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: ‘’Rabb’iniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikinizde birer melek ya da ebedi kalıcılardan olursunuz diye size şu ağaçtan men etti.’’ dedi.
21: Ve onlara, ‘’Elbette ben size öğüt verenlerdenim.’’ diye de yemin etti.
22: Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı (önceki mevkilerinden indirdi). Ağaç(ın meyvesi)i tadınca çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerilerine örtmeye başladılar. Rableri onlara ünledi: ‘’Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?’’
Sf: 154
(7) A’raf Suresi:
40: Bizim ayetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir! İşte suçluları böyle cezalandırırız.
Sf: 156
(7) A’raf Suresi:
54: Rabb’iniz o Allah’tır ki: gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti (tahta kuruldu O), geceyi, durmadan onu kovalayan gündüzün üzerine yürüyüp örter. Güneşi, ayı ve yıldızları buyruğuna boyun eğmiş vaziyette (yaratan O’dur). İyi bilin ki yaratma ve emir O’nundur. Alemlerin Rabb’i Allah ne uludur!
Sf: 159
(7) A’raf Suresi:
81: ‘’Siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere gidiyorsunuz ha! Doğrusu siz, israfçı (aşırı) bir kavimsiniz!’’
Sf: 166
(7) A’raf Suresi:
143: Musa tayin ettiğimiz vakitte bizimle buluşmaya gelip de Rabb’i ona kavuşunca, ‘’Rabb’im! Bana görün, Sana bakayım!’’ dedi. (Rabb’i) buyurdu ki: ‘’Sen beni göremezsin; fakat dağa bak, eğer o yerinde durursa, sen de Beni göreceksin!’’ Rabb’i dağa görününce onu darmadağın etti ve Musa da baygın düştü. Ayılınca, ‘’Sen yücesin, Sana tövbe ettim, ben inananların ilkiyim!’’ dedi.
Sf: 171
(7) A’raf Suresi:
167: …Doğrusu, Rabb’in çabuk ceza verendir ve O çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Sf: 177
(8) Enfal Suresi:
12: Rabb’in meleklere vahyediyordu ki: ‘’Ben sizinle beraberim, siz inananları pekiştirin; ben inkar edenlerin yüreklerine korku salacağım; vurun (onların) boyunların(ın) üstüne, vurun onların her parmağına!’’
Sf: 179
(8) Enfal Suresi:
31: Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman ‘’İşittik,’’ dediler, ‘’İstesek, biz de bunun gibisini söyleriz. Bu evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!’’
Sf: 184
(8) Enfal Suresi:
65: Ey peygamber! Müminleri savaşa teşvik et! Eğer sizden sabreden yirmi kişi olursa 200 (kafir)i yener. Sizden 100 kişi olursa kafirlerden 1000 kişiyi yener. Çünkü kafirler anlamaz bir topluluktur.
*ck not: Aynısı (65 ve 66. maddeler) 
66: Şimdi Allah sizden hafifletti, sizde zayıflık bulunduğunu bildi. Bundan böyle sizden sabreden 100 kişi olsa 200 (kafir)i yener ve eğer sizden 1000 kişi olsa Allah’ın izniyle 2000 (kafir)i yener. Allah sabredenlerle beraberdir.
Sf: 185
(8) Enfal Suresi:
71: Eğer sana hainlik yapmak isterlerse daha önce Allah’a da hainlik yapmışlardı. Bu yüzden (Allah) onlara karşı (sana) imkan verdi. Allah (her şeyi) bilendir, yerli yerince yapandır.
Sf: 186
(9) Tevbe Suresi:  
5: Haram aylar çıkınca (Allah’a) ortak koşanları nerede bulursanız öldürün; onları yakalayın, hapsedin ve her gözetleme yerinde otur(up) onları bekleyin. Eğer tövbe eder, namazı kılar, zekatı verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
6: Ve eğer ortak koşanlardan biri güvence dileyip yanına gelmek isterse, onu yanına al ki, Allah’ın sözünü işitsin; sonra onun güven içinde bulunacağı yere ulaştır. Böyle (yap); çünkü onlar bilmez bir topluluktur.
Sf: 187
(9) Tevbe Suresi:  
7: Ortak koşanların, Allah’ın yanında ve elçisinin yanında nasıl antlaşması olabilir? Ancak Mescid-i Haram’da antlaştıklarınız hariç. [ Onlar size dürüst davrandıkça siz de onlara dürüst davranın; ] çünkü Allah korunanları sever.
10: Bir mümine karşı ne ant ne de antlaşma gözetirler. İşte saldırganlar onlardır.
12: Eğer antlaşma yaptıktan sonra antlarını bozarlar ve dininize dil uzatırlarsa, o küfür önderlerle savaşın; çünkü onların antları yoktur; belki (böylece küfürden) vazgeçerler.
Sf: 188
(9) Tevbe Suresi:  
14: Onlar savaşın ki Allah, sizin elerlinizle onlara azap etsin, onları rezil etsin, sizi onlara üstün getirsin ve inananlar toplumunun göğüslerine şifa versin;
Sf: 198
(9) Tevbe Suresi:  
73: Ey Peygamber! Kafirlerle ve münafıklarla cihat et! Onlara sert davran; onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir gidiş yeridir o!
Sf: 199
(9) Tevbe Suresi:  
80: Onlar için ister af dile ister dileme, onlar için yetmiş defa af dilesen yine Allah onları affetmez. Böyledir; çünkü onlar Allah’ı ve elçisini tanımadılar; Allah yoldan çıkan kavmi yola iletmez.
84: Ve onlardan ölen birinin üzerine asla namaz kılma, onun kabri boşunda durma! Çünkü onlar Allah’ı ve elçisini tanımadılar ve yoldan çıkmış olarak öldüler.
Sf: 200
(9) Tevbe Suresi: 
93: Ancak şu kimselerin kınanmasına yol vardır ki, zengin oldukları halde ( geri kalmak için) senden izin isterler. Geri kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular. [ Allah da onların kalplerini mühürledi; artık onlar bilemezler. ]
Sf: 202
(9) Tevbe Suresi:  
101: Çevrenizdeki bedevi Araplar’dan ve Medine halkından iki yüzlülüğe iyice alışmış münafıklar vardır. Sen onları bilemezsin, onları [ Biz ] biliriz. Onlara iki kere azap edeceğiz, sonra da onlar, büyük azaba itileceklerdir.
Sf: 206
(9) Tevbe Suresi:  
125: Fakat yüreklerinde hastalık olanlara gelince (bu), onların pisliklerine pislik katar ve onlar kafir olarak ölürler.
127: Bir süre indirildiği zaman, ‘’Sizi birisi görüyor mu?’’ diye birbirine bakar, sonra sıvışırlar. Anlamaz bir topluluk oldukları için Allah onların kalplerini çevirmiştir.
Sf: 207
(10) Yunus Suresi:  
3: Rabb’iniz O Allah’tır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti (kuruldu). Emri tedbir (buyruğunu icra) eder (yaratıklarını yönetir). Onun izni olmadan hiç kimse şefaat edemez. İşte Rabb’iniz Allah budur. O’na kulluk edin, düşünmüyor musunuz?
Sf: 208
(10) Yunus Suresi:  
13: …peygamberleri kendilerine açık kanıtlar getirdikleri halde… *ck not: Nerde
Sf: 210
(10) Yunus Suresi:  
21: …‘’Allah daha çabuk tuzak kurar!’’…
22: Sizi karada ve denizde yürüten O’dur. Gemide olduğunuz zaman(ı düşünün): Gemiler, içinde bulunanları hoş bir rüzgarla alıp götürdüğü ve (yolcular) bununla sevindikleri sırada, birden gemiye, şiddetli bir kasırga gelip de her yerden gelen dalgalar onları sardığı ve artık kendilerinin tamamen kuşatıldıklarını (bir daha kurtulamayacaklarını) sandıkları zaman, dini, yalnız Allah’a hadis kılarak O’na şöyle yalvarmaya başlar: ‘’And olsun, eğer bizi bundan kurtarırsan şükredenlerden olacağız.’’
Sf: 212
(10) Yunus Suresi:  
38: Yoksa ‘’Onu uydurdu’’ mu diyorlar? De ki: ‘’Eğer doğru iseniz haydi onun benzeri bir sure getirin ve Allah’tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın!’’
Sf: 213
(10) Yunus Suresi:  
51: (Azap) başınıza geldikten sonra mı ona inanacaksınız? Şimdi mi (inandınız)? Hani ya siz onu çabuk isteyip duruyordunuz (nasılmış)?
Sf: 218
(10) Yunus Suresi:  
90: İsrailoğulları’nı denizden geçirdik, Firavun ve askerleri de zulmetmek ve saldırmak için onların arkalarına düştü. Nihayet boğulma kendisini yakalayınca (Firavun), ‘’(Gerçekten İsrailoğulları’nın inandığından başka tanrı olmadığına inandım. Ben de Müslümanlardanım!’’ dedi.
91: ‘’Şimdi mi? Oysa daha önce isyan etmiş, bozgunculardan olmuştun?’’ (denildi).
92: ‘’Bugün senin (canından ayırdığımız) bedenini, (denizin dibinden) kurtarıp (sahilde) bir tepeye atacağız ki senden sonra gelenlere ibret olasın. Ama insanlardan çoğu bizim ayetlerimizden gafildirler.’’
Sf: 219
(10) Yunus Suresi:  
99: Rabb’in isteseydi, yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanırdı. O halde sen mi insanları inanmaları için zorlayacaksın?
Sf: 222
(11) Hud Suresi:
17: …Fakat insanların çoğu inanmazlar.
Sf: 223
(11) Hud Suresi:
27: Kavminden ileri gelen inkarcı grup dedi ki: ‘’Biz seni de bizim gibi insan görüyoruz ve sana bizim basit görüşlü ayak takımlarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz. *ck not: Bunu Allah mı yazdı?
Sf: 224
(11) Hud Suresi:
34: ‘’Eğer Allah sizi azdırmak diliyorsa, ben size öğüt de etmek istesem, öğüdüm size yarar sağlamaz. Rabb’iniz O’dur ve siz O’na döndürüleceksiniz.’’
35: Yoksa ‘’O (Kur’an’)ı uydurdu’’ mu diyorlar? De ki: ‘’Eğer O’nu uydurmuşsam, suçum banadır; ama ben sizin işlediğiniz suçlardan uzağım.’’
Sf: 234
(11) Hud Suresi:
118: Rabb’in dileseydi, insanları bir tek ümmet yapardı. Ama ihtilaf edip durmaktadırlar.
(12) Yusuf Suresi: 
2: Biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ki [ anlayasınız. ]
Sf: 235
(12) Yusuf Suresi:
13: (Yakub) dedi ki: ‘’Onu götürmeniz beni üzer; korkarım ki sizin haberiniz yokken onu kurt yer!’’
Sf: 250
(13) Ra’d Suresi:
15: Göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez Allah’a secde ederler. Gölgeleri de sabah akşam (uzanıp kısalarak O’na secde etmektedirler).
Sf: 251
(13) Ra’d Suresi:
28: Onlar inanan ve Allah’ı anmakla gönülleri huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller; ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.  *ck not: Kendisinden hiç ‘’Ben’’ diye söz etmiyor.
Sf: 253
(13) Ra’d Suresi:
38: And olsun biz senden önce de elçiler gönderdik, onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmadan hiçbir elçi, bir ayet (mucize) getiremezdi. Her surenin bir yazısı vardır (her şeyin zamanı yazılıp tespit edilmiştir).
39: Allah dilediğini siler (dilediğini) bırakır. Ana kitap O’nun yanındadır.
Sf: 254
(13) Ra’d Suresi:
43: İnkar edenler: ‘’Sen gönderilmiş bir elçi değilsin! Diyorlar. De ki: ‘’Benimle sizin aranızda Allah’ın ve yanında kitap bilgisi bulunanların şahit olması yeter.
(14) İbrahim Suresi:
5: And olsun ki biz Musa’yı da, ‘’Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar, onlara Allah’ın günlerini (geçmiş milletlerin başlarına gelen olayları) hatırlat!’’ diye ayetlerimizle birlikte göndermiştik. Şüphesiz bunda sabreden, şükreden herkes için ayetler (ibret verici işaretler) vardır.
Sf: 255
(14) İbrahim Suresi:
8: Ve Musa dedi ki: ‘’Siz ve yeryüzünde bulunanlar hep nankörlük etseniz, iyi bilin ki Allah zengindir, övülmüştür (sizin şükrünüze muhtaç değildir).’’
Sf: 256
(14) İbrahim Suresi:
13: İnkar edenler, elçilerine dediler ki: ‘’Ya sizi mutlaka yurdumuzdan çıkarırız ya da bizim dinimize dönersiniz!’’ Rableri de onlara şöyle vahyetti: ‘’Zalimleri mutlaka helak edeceğiz!’’
14: ‘’Ve onların ardından sizi o yere yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan ve tehdidimden korkan için (verdiğim söz)dür.’’
Sf: 257
(14) İbrahim Suresi:
19: Allah’ın, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yarattığını görmedin mi? Dilerseniz sizi götürür ve yepyeni bir halk getirir.
Sf: 259
(14) İbrahim Suresi:
34: Ve kendisinden istediğiniz her şeyden size bir parça verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymak isteseniz sayamazsınız! (Doğrusu) insan çok haksızlık edendir, çok nankördür!
Sf: 261
(15) Hicr Suresi:
8: Biz, melekleri ancak hak ile (hikmet gereğince) indiririz, o zaman da kendilerine asla göz açtırılmaz, (derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler).
9: O zikri (kitab)ı Biz indirdik Biz; ve O’nun koruyucusu da elbette Biziz!
Sf: 262
(15) Hicr Suresi:
16: And olsun Biz, gökte burçlar yaptık ve onu bakanlar için süsledik.
22:  *ck not: safsata. Rüzgarları, aşılayıcı olarak gönderdik de gökten su indirdik, böylece sizi suladık. Onu depolayan siz değilsiniz.
28: Bir zaman Rabb’in meleklere demişti ki: ‘’Ben kupkuru çamurdan, değişken balçıktan bir insan yaratacağım!’’
31: Yalnız İblis, secde edenlerle beraber olmayı kabul etmedi.
Alt madde: 142
*ck not: safsata:* Rüzgarlar su buharından oluşan bulutları birbirine çarpıştırır. Bu çarpışmadan bulutlar arasında elektron alışverişi olur; şimşek meydana gelir. Rüzgarlar bulutlara elektriği; bulutları sıkıştırmak suretiyle de yere yağmuru aşılar. Aynı zamanda rüzgarlar, bitkilerin eksik tohumlarını dişi çiçeklerin üzerine kondurmak suretiyle tozlandırma görevi yapar, bitkilerin döllenmesine yardım eder. İşte Kur’an on beş asır önce bu doğa yasasına işaret etmiştir. Yine bu ayet gökten inen yağmur sularının, yerin dibine depo edildiğini, oradan çeşmelerden ve kuyulardan çıkarılarak canlıların sulandığını anlatmaktadır ki, bu da Kur’an’ın ayrı bir mucizesidir.
Sf: 263
(15) Hicr Suresi:
36: (İblis) ‘’Rabb’im!’’ dedi ‘’Bari tekrar dirilecekleri güne kadar beni(m canımı almayı) ertele!’’
37: (Allah) ‘’Haydi’’ dedi, ‘’Sen ertelenmişlerdensin!’’
39: (İblis) ‘’Rabb’im!’’ dedi, ‘’Beni azdırmandan ötürü and olsun ki, ben de yer yüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini azdıracağım.
Sf: 267
(16) Nahl Suresi:
8: …ve daha sizin bilmediğiniz nice şeyler yaratmaktadır. *ck not: Sen de bilmiyorsun bak, yazarken.
Sf: 271
(16) Nahl Suresi:
48: Allah’ın yarattığı şeylerin gölgelerinin dahi nasıl sağdan, soldan sürünüp Allah’a secde ederek döndüğünü görmediler mi? [ (Her şeyin gölgesi yerde uzanıp kısalarak hep Allah’a secde etmektedir).]
51: Allah, ‘’İki tanrı tutmayın. O; ancak tek tanrıdır. Yalnız Ben’den korkun!’’ dedi.
Sf: 272
(16) Nahl Suresi:

57: O şanı yüce Allah’a kızları veriyorlar (melekleri Allah’ın kızları sanıyorlar) da kendilerine hoşlandıkları (erkek çocukları)nı (alıyorlar). (Kız çocuklarından arlanıyorlar. Peki; ama niçin arlandıkları şeyleri Allah’a layık görüyorlar?)
Sf: 276
(16) Nahl Suresi:
93: Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet yapardı; fakat (O) dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir ve siz mutlaka yaptığınız şeylerden sorulacaksınız.
Sf: 278
(16) Nahl Suresi:
103: Biz onların, ‘’Ona bir insan öğretiyor!’’ dediklerini biliyoruz. Hak’tan saparak kendisine yöneldikleri adamın dili a’cemi (yabancıdır, açık değildir), bu ise apaçık Arapça bir dildir.
104: Allah’ın  ayetlerine inanmayanları Allah doğru yola iletmez, onlar için acı bir azap vardır.
105: Yalanı ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydurur; yalancılar işte onlardır.
Sf: 279
(16) Nahl Suresi:
113: And olsun, onlara kendilerinden bir elçi geldi, onu yalanladılar. Bunun üzerine onlar zulümlerine devam ederken azap onları yakalayıverdi.
115: Allah size ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkasının adı anılar kesilen (hayvanlar)ı haram kıldı. Kim mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan, sınırı da aşmadan (bunlardan) yiyebilir. Şüphesiz  Allah bağışlayan, esirgeyendir.
Sf: 287
(17) İsra Suresi:
59: …Biz mucizeleri yalnız korkutmak için göndeririz.
Sf: 292
(17) İsra Suresi:
105: Biz o (Kur’an’)ı hak olarak indirdik ve o, hak ile inmiştir. Seni de ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
110: De ki: ‘’İster ‘’Allah’’ diye çağırın ister ‘’rahman’’ diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız en güzel isimler O’nundur. Namazında pek bağırma, pek de sesini gizleme, bu ikisinin arasında bir yol tut!
Sf: 295
(18) Kehf Suresi:
22: Görülmeyene taş atar gibi, ‘’Onlar üçtür dördüncüleri köpekleridir’’ diyecekler; ‘’Beştir altıncıları köpekleridir’’ diyecekler. ‘’(Hayır) yedidir sekizincileri köpekleridir’’ diyecekler. De ki: ’’Onların sayısını Rabb’im daha iyi bilir. Onları bilen azdır. Onun için onlar hakkında sathi tartışma dışında, derin münakaşaya girme ve onlar hakkında bunlardan hiçbirine bir şey sorma!
Sf: 308
(19) Meryem Suresi:
64: Biz ancak  Rabb’inin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O’na aittir. Rabb’in asla unutkan değildir.
Sf: 316
(20) Taha Suresi:
83: ‘’Seni kavminden çabucak ayrıl(ıp gel)meye sevk eden nedir? (Niçin onları hemen bırakıp geldin) ey Musa?’’ dedik.
Sf: 325
(21) Enbiya Suresi:
50: Bu (Kur’an) da ona (yani Muhammed’e) indirdiğimiz mübarek (çok faydalı) bir öğüttür.
Sf: 333
(22) Hac Suresi:
Alt madde: 257
* …istemeyerek Allah’ın buyruğuna boyun eğdikleri…
Sf: 334
(22) Hac Suresi:
27: İnsanlar içinde haccı ilan et; yaya olarak veya uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.
Sf: 336
(22) Hac Suresi:
46: Hiç yer yüzünde gezmediler mi ki (kendilerinden önce mahvolanların yerlerini görsünler de) düşünecekleri kalpleri, işitecekleri kulakları olsun (akılları başlarına gelsin, hak sözünü işitsinler). Zira gözler kör olmaz (çünkü gözlerin körlüğü, geçici bir görme yetersizliğidir); fakat (asıl) göğüslerdeki kalpler kör olur.
Sf: 339
(22) Hac Suresi:
65: Görmedin mi Allah, yerdekileri ve emriyle, (koyduğu kanunla) denizde akıp giden gemileri sizin buyruğunuza verdi. Yerin üstüne düşmesin diye göğü tutuyor. (Gök) ancak O’nun izniyle düşer. Çünkü Allah insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.
66: …Gerçekten insan çok nankördür.
Sf: 350
(24) Nur Suresi:
11: O yalan haberi getir(ip ortaya at)anlar, içinizden bir topluluktur. Siz, onu sizin için şer sanmayın. Tersine o, sizin için hayırdır. Onlardan her kişi işlediği günahın cezasını görecektir. Onlardan o(yala) nın  en büyüğünü idare edene de büyük bir azap vardır.
12: Onu işittiğiniz zaman inanan erkek ve kadınların, kendiliklerinden güzel zanda bulunup, ‘’Bu, apaçık bir iftiradır’’ demeleri gerekmez miydi?
13: Ona dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitleri getirmediler, o halde onlar Allah yanında yalancılar ta kendileridir.
20: Eğer size Allah’ın lütfü ve rahmeti olmasaydı ve Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı (bu iftiranızdan dolayı büyük bir azaba uğrardınız!).
Sf: 351
(24) Nur Suresi:
23: O namuslu, bir şeyden habersiz, inanmış kadınlara zina iftira edenler, dünyada da ahirette de lanetlenmişlerdir. Onlar için büyük bir azap vardır.
24: O gün dilerli, elerli ve ayakları yaptıklarına şahitlik edecektir.
Sf: 361
(25) Furkan Suresi:
27: O gün zalim ellerini ısırıp, ‘’Nolaydı, keşke ben elçiyle beraber bir yol edineydim!’’ der.
28: ‘’Vah bana, ne olurdu, ben falanı dost tutmasaydım!’’
29: O beni, bana gelen zikirden saptırdı. Zaten şeytan, insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakır.’’
32: İnkar edenler, ‘’Kur’an, ona bir defada indirilmeli değil miydi?’’ dediler. Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için onu böyle (parça parça indirdik) ve onu ağır ağır okuduk.
Sf: 363
(25) Furkan Suresi:
48: Ve O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci gönderdi ve gökten tertemiz bir su indirdik.
52: Kafirlere boyun eğme ve bu Kur’an ile onlara karşı büyük cihat et!
Sf: 364
(25) Furkan Suresi:
59: O, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yarattı, sonra arşa kuruldu (böylece mülkünü yönetmektedir.O) rahmandır. Bunu bir bilene sor.
Sf: 366
(26) Şuara Suresi:
4: Dilesek onların üzerine gökten bir mucize indiririz de boyunları ona eğilir (inanırlar).
Sf: 373
(26) Şuara Suresi:
164: ‘’Ben sizden buna karşı bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız alemlerin Rabb’ine aittir.
168: (Lut) dedi: ‘’Ben sizin bu işinize, (kadınları bırakıp erkekleri gidişinize) kızanlardanım.
Sf: 380
(27) Neml Suresi:
55: ‘’Siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Siz gerçekten cahil bir toplumsunuz.’’
Sf: 383
(27) Neml Suresi:
88: Görüp de donuk sandığın dağlar, bulutun yürümesi gibi yürümektedir. (Bu) her şeyi gayet iyi yapan Allah’ın yapısıdır. Doğrusu O, yaptıklarınızı haber almaktadır.
Sf: 390
(28) Kasas Suresi:
49: De ki: ‘’Eğer doğru iseniz, Allah katından bu ikisinden (yani Musa’ya ve bana inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım.’’
50: …Muhakkak ki Allah zalim kavmi doğru yola iletmez.
Sf: 392
(28) Kasas Suresi:
70: O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır. İlkte de, sonda da (dünyada da, ahirette de) hamd O’na mahsustur. Hüküm de O’nundur ve O’na döndürüleceksiniz.
Sf: 395
(29) Ankebut Suresi:
3: And olsun Biz onlardan öncekilerini sınadık. Elbette Allah (sınayıp) doğruları bilecek, yalancıları bilecektir.
Sf: 397
(29) Ankebut Suresi:
21: Dilediğine azap eder, dilediğine acır ve hepiniz O’na çevrilirsiniz.
Sf: 402
(29) Ankebut Suresi:
56: Ey inanan kullarım! Benim arzım geniştir, Bana kulluk edin!
Alt madde: 341
* Eğer bir şehirde bana kulluk etmeniz mümkün değilse bana rahatça kulluk edeceğiniz başka bir şehre göçün!
Sf: 408
(30) Rum suresi: 
45: …Doğrusu O, kafirleri sevmez.
Sf: 411
(31) Lokman Suresi:
16: (Lokman öğütlerine devam ederek dedi ki): ‘’Yavrum! (Yaptığın iyilik veya kötülük) hardal tanesi *ck not: (mikron yazaydına) ağırlığınca bir şey de olsa, bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa Allah mutlaka onu getirir. Çünkü Allah latiftir. (O’nun bilgisi her gizli ve ince şeye ulaşır. O her şeyi) haber alır.’’
19: …Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.’’
Sf: 412
(31) Lokman Suresi:
23: Kim de*ck not: (biz) inkar ederse, onun inkarı seni üzmesin. Sonunda onların dönüşleri bizedir. O zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü (kalplerden ne düşünceler geçtiğini) bilir.
Sf: 414
(32) Secde Suresi:
4: O (Allah) ki gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları altı günde yarattı; sonra arşa istiva etti. Sizin, O’ndan başka bir dostunuz, şefaatçiniz yoktur. Düşünüp öğüt almıyor musunuz?
9: …Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Sf: 415
(32) Secde Suresi:
12: Rablerinin huzurunuzda (utançtan) başlarını öne eğmiş; ‘’Rabb’imiz! Gördük, işittik, bizi geri döndür, iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık!’’ demekte olan suçluları bir görsen!
13: Dileseydik, herkese hidayetini verirdik, (herkesi doğru yola iletirdik). Fakat Benden ‘’Mutlaka cehennemi, cinlerden ve insanlardan bir kısmıyla tamamen dolduracağım!’’ kararı çıkmıştır. 
14: ‘’Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın cezasını tadın! (Şimdi) Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü ebedi azabı tadın!’’
Sf: 416
(32) Secde Suresi:
21: Belki dön(üp yola gel)irler diye, mutlaka onlara o büyük azaptan ayrı olarak, daha yakın azabı da tattıracağız. 
22: Kendisine Rabb’inin ayetleriyle öğüt verildikten sonra onlardan yüz çevirenlerden daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki biz, suçlulardan öç alıcıyız.
Sf: 420
(33) Ahzab Suresi:
28: Ey Peygamber! Eşlerine söyle: ‘’Eğer siz, dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size müt’a (boşanma bedeli) vereyim ve sizi güzellikle salayım.’’
Sf: 423
(33) Ahzab Suresi:
44: Kendisine kavuştukları gün, selam ile karşılanır. (Allah) onlara güzel bir mükafat hazırlamıştır.
50: Ey Peygamber! Biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allah’ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan (cariye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan (cariye)leri hakkında müminlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (Onların bu hususta ne yapması lazım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın,[ (Sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). ] Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Sf: 424
(33) Ahzab Suresi:
51: Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. (Geçici olarak) ayrıldıklarından (tekrar birleşmeyi) arzu ettiğine (dönmekte) senin üzerine bir günah yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp tasalanmamalarına ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına en elverişli olan budur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir. (birden öfkeye kapılıp ceza vermez).
52: …Yalnız elinin altında bulunan (cariye)ler bunun dışındadır…
53: Ey inananlar! (Rastgele) Peygamber’in evlerine girmeyin. Ancak yemek için size izin verilir de girerseniz (erkenden gelip) yemeğin pişmesini beklemeyin. Çağrıldığınız zaman girin; yemeği yiyince dağılın, söze dalmayın. Çünkü bu (davranışınız) Peygamber’i incitiyor; fakat o, (size bunu söylemekten) utanıyordu. Ama Allah, gerçek(i söylemek)ten utanmaz. Onlardan (yani peygamberin hanımlarından) bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temizdir. Sizin Allah’ın elçisini incitmeniz ve kendisinden sonra onun eşlerini nikahlamanız asla olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.
Sf: 425
(33) Ahzab Suresi:
61: Lanetlenirler; nerede rastlansalar yakalanıp; öldürülürler.
Sf: 444
(36) Yasin Suresi:
71: Görmediler mi ellerimizin yaptıklarından kendilerine nice hayvanlar yarattık da kendileri onlara malik olmaktadırlar?
Sf: 446
(37) Saffat Suresi:
32: ‘’Sizi azdırdık çünkü biz kendimiz azmıştık (siz de bize uyunca azmış oldunuz).’’
Sf: 456
(38) Sad Suresi:
72: ‘’Onu biçimlendirip ona ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secdeye kapanın!’’
75: (Rabb’in ona) dedi ki: ‘’Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklük mü tasladın yoksa yücelerden mi oldun?’’
76: …’’Ben ondan iyiyim. Beni ateşten, onu çamurdan yarattın.’’
77: Buyurdu ki: ‘’Haydi çık oradan, sen kovuldun!’’
78: ‘’Ta ceza gününe kadar lanetim üzerinedir!’’
79: ‘’Rabb’im!’’ dedi, ‘’Öyleyse yeniden dirilecekleri güne kadar bana süre ver.’’
80: Buyurdu: ‘’Haydi sen süre verilenlerdensin!’’
81: ‘’O belli vaktin gününe kadar!’’
82: (İblis) Dedi: ‘’ ‘’Senin izzet ve şerefine And olsun ki, onların tamamını azdıracağım.’’
83: ‘’Yalnız onlardan ihlaslı kulların(a dokunmayacağım).’’
Sf: 460
(39) Zümer Suresi:
23: …Dilediğini bununla doğru yola iletir. Ama Allah kimi sapıklığında bırakırsa artık ona yol gösteren olmaz.
28: Korunanlar için bunu, pürüzsüz Arapça bir Kur’an olarak (indirdik).
Sf: 461
(39) Zümer Suresi:
36: …Allah kimi şaşırtırsa artık onu yola getiren olmaz.
37: …Allah galip ve öç alan değil midir?
Sf: 463
(39) Zümer Suresi:
55: ‘’Ansızın ve hiç farkına varmadığınız bir sırada, size azap gelmezden önce Rabb’inizden size indirilenin en güzeline uyun!
Sf: 467
 (40) Mü’min Suresi:
8: *ck not: ‘’Bunu kim, kime söylüyor?’’ ‘’Rabb’imiz! Onları ve babalarından, eşlerinden, çocuklarından iyi olan kimseleri onlara söz verdiğin adn cennetlerine sok! Şüphesiz üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi olan Sensin Sen!’’
9: ‘’Onları kötülüklerden koru! O gün Sen, kimi kötülüklerden korursan ona acımışsındır. İşte o büyük başarı budur!’’
Sf: 474
(40) Mü’min Suresi:
76: ‘’Cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!’’
Sf: 480
(41) Fussılet Suresi:
44: Eğer biz onu, yabancı (dilde) bir Kur’an yapsaydık derlerdi ki: ‘’Ayetleri (anlayacağımız) bir dille açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı söz mü (geliyor)?’’ De ki: ‘’O, inananlar için bir yol gösterici ve (gönüllere) şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve o, onlara bir körlüktür. (Sanki) onlar, uzak bir yerden çağırılıyorlar (da duymuyorlar).
Sf: 483
(42) Şura Suresi:
13: O size, dinden Nuh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim’e Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi şeriat (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin! Fakat kendilerini çağırdığın (bu) esas, Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine seçer ve iyi niyetle yöneleni kendisine iletir.
Sf: 487
(42) Şura Suresi:
49: Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. (O) dilediğini yaratır. Dilediğine dişiler bahşeder, dilediğine de erkekler bahşeder.
50: …Dilediğini de kısır yapar…
Sf: 493
(43) Zuhruf Suresi:
71: Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı her şey var! Ve siz orada ebedi kalacaksınız.
Sf: 495
(44) Duhan Suresi:
16: O gün büyük vuruşla vururuz; zira biz öç alıcıyız!
Sf: 497
(44) Duhan Suresi:
53: İnce ipekten ve parlak atlastan giysiler giyerek karşılıklı otururlar.
54: Ayrıca onları, iri gözlü hurilerle de evlendirmişizdir.
55: Orada güven içinde, her meyveyi isterler.
Sf: 506
(47) Muhammed Suresi:
2: İnanıp iyi işler yapanların, Rab’leri tarafından Muhammed’e indirilen gerçeğe inanların da günahlarını örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
4: (Savaşta) inkar edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun! Nihayet onları iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (onları esir alın). Ondan sonra artık ya lütfen bırakır veya karşılığında fidye alırsınız. Harp, ağırlıklarını bırakıncaya (savaş sona erinceye) kadar (böyle yaparsınız). Allah dileseydi (kendisi) onlardan öç alırdı; fakat sizi birbirinizle denemek için (size savaşı emrediyor). Allah kendi yolunda öldürülenlerin yaptıkları işleri zayi etmeyecektir.
Sf: 509
47) Muhammed Suresi:
36: Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer inanır, (günahlardan) korunursanız (Allah) size mükafatlarınızı verir ve sizden (bütün) mallarınızı istemez.
37: Eğer onları isteseydi de sizi sıkıştırsaydı, cimrilik ederdiniz ve kinlerinizi ortaya çıkarırdı (Allah’ın elçisine kin beslemeye başlardınız).
38: …Allah zengindir, sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirecek olursanız, Allah yerinize başka bir toplum getirir de onlar sizin gibi olmazlar.
Sf: 511
(48) Fetih Suresi: 
Alt madde: 436
* …Hz. Osman’ın dönüşü gecikince bir ağacın altında oturarak arkadaşlarından, Osman öldürülmüş olduğu takdirde ölünceye kadar savaşacaklarına dair söz aldı. Onlar da kendisine biat edip ölünceye kadar savaş sözü verdiler…
Sf: 514
(49) Hucurat Suresi:
4: Odaların arkasından sana bağıranların çoğu düşüncesiz kimselerdir.
Sf: 515
(49) Hucurat Suresi:
5: Onlar, sen kendilerinin yanına çıkıncaya kadar bekleselerdi elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Sf: 518
(50) Kaf Suresi:
16: And olsun insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz; çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız.
17: Onun sağında ve solunda oturan iki alıcı (melek, onun sözlerini ve işlerini) kaydetmektedir.
18: (İnsan) hiçbir söz söylemez ki yanında kendisini gözetleyen, dediklerini zapteden (bir melek) hazır bulunmasın.
30: O gün cehenneme, ‘’Doldun mu?’’ deriz. ‘’Daha yok mu?’’ der.
Sf: 519
(50) Kaf Suresi:
38: And olsun biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık, bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.
Alt madde: 451
* …onlar üzerine yemin etmekte…
Sf: 523
(52) Tur Suresi: 
20: ‘’Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak!’’ Onları iri gözlü hurilerle evlendirmişsiniz.
Sf: 530
(54) Kamer Suresi:
50: Bizim buyruğumuz yalnız bir tektir, göz açıp yumma gibidir. *ck not: salise değil yani.

Sf: 531
(55) Rahman Suresi: 
*21: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*23: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*25: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*28: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*30: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*32: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*34: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*36: Şimdi rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*38: Şimdi Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
*39: O gün ne insana, ne de cine günahından sorulur.
Sf: 532
(55) Rahman Suresi:
54: (Orada) astarları kalın atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır.
Alt madde: 473
* Ağaçların meyveli dalları çok yakın. İnsan eliyle istediği meyveyi toplayabilir. Yorulmaya gerek yoktur.
Sf: 534
(56) Vakıa Suresi:
36: Onları bakireler yapmışızdır.
37: Hep yaşıt sevgililer;
Sf: 541
(58) Mücadele Suresi:
1: Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikayette bulunan kadının sözünü işitti. Allah ikinizin birbirinizle konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, görendir.
2: Sizden kadınlara zıhar edenler (sen bana, anamın sırtı gibisin diyenler), bilmelidirler ki o kadınlar, onların anaları değillerdir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Onlar, çirkin ve yalan olan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.
3: Kadınlara zıhar edip sonra söylediklerine dönenler, karılarıyla temaslarından önce bir köleyi hürriyete kavuşturmalıdırlar. Size öğütlenen budur. Allah yaptıklarınızı haber almaktadır. 
4: Buna imkan bulamayan, temaslarından önce aralıksız olarak iki ay oruç tutmalıdır. Buna da gücü yetmeyen altmış fakiri doyurmalıdır. Allah’a ve elçisine inanmanız (onların sözlerini doğrulamanız) için bu hükümler konmuştur. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır (bu sınırları tanımayan) kafirler için acı bir azap vardır. 

Sf: 542
(58) Mücadele Suresi:
10: …Oysa o, Allah’ın izni olmadıkça müminlere hiçbir zarar veremez…
Sf: 543
(58) Mücadele Suresi:
12: Ey inananlar! Siz elçi ile gizli konuşacağınız zaman bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (sadaka verecek bir şey) bulamazsanız, Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Sf: 553
(62) Cum’a Suresi:
11: Bir ticaret veya eğlence gördükleri zaman hep dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki : ‘’Allah’ın yanında bulunan, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.
Sf: 555
(64) Tegabün Suresi:
2: Sizi yaratan O’dur. Kiminiz kafirdir, kiminiz mümin! Allah yaptıklarınızı görmektedir.
6: …Allah da (hiçbir şeye) muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmüştür.
Sf: 557
(65) Talak Suresi:
4: (Yaşadıklarından ötürü) adetten kesilen kadınlarınızın (bekleme süresinden) şüphe ederseniz, (bilin ki) onların bekleme süresi üç aydır. Henüz adet görmeyenler de böyledir. Gebe olanların bekleme süresi, yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah’tan korkarsa (Allah) ona işinde bir kolaylık yaratır.
5: …(Allah) onun kötülüklerini örter…
Sf: 559
(66) Tahrim Suresi:
5: O sizi boşarsa belki de Rabb’i ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah’a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadet eden seyahat eden dul ve bakire eşler verir.
Sf: 561
(67) Mülk Suresi: 
3: O, yedi göğü birbiri üzerinde tabaka, tabaka yarattı, rahmanın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözü(nü) döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?
4: Sonra gözü(nü) iki defa daha döndür (bak). Göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) umudu keserek hor ve bitkin bir halde sana döner.
Sf: 567
(69) Hakka Suresi:
44: Eğer o (Muhammed) bazı laflar uydurup bize iftira etseydi,
Sf: 575
(74) Müddessir Suresi:
26: Onu sekara sokacağım.
27: Sekarın ne olduğunu sen nereden bileceksin?
Sf: 576
(74) Müddessir Suresi:
56: Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar. Takva ve mağfiret ehli O’dur (kendisinden korunmaya, cezasından kaçınmaya layık olan günahları bağışlayan yalnız O’dur).
Sf: 578
(76) İnsan Suresi:
14: Cennetin gölgeleri üzerlerine yaklaşmış, meyveleri de aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir.
16: Öyle gümüş kadehler ki onları istedikleri ölçüde takdir etmişlerdir (istedikleri kadar içki alırlar).
21: (Cennet ehlinin) üstlerinde yeşil ipekten ince ve kalın giysiler var. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirmiş (ve şöyle demiş)tir:
Sf: 580
(77) Mürselat Suresi:
20: Sizi adi bir sudan yaratmadık mı?
41: Korunanlar ise gölgeler altında, çeşme başındadırlar.
46: ‘’Yiyin, azıcık sefa sürün, siz suçlularsınız!’’
Sf: 582
(78) Nebe’ Suresi:
33: Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
34: Ve dolu kadeh(ler).
Sf: 590
(86) Tarık Suresi:
2: Tarıkın ne olduğunu sen nereden bileceksin?
Sf: 591
(88) Gaşiye Suresi: 
6: Onlar için kuru dikenden başka yiyecek de yoktur.
Sf: 596
(95) Tin Suresi:
4: Bir insanı en güzel biçimde yarattık.
5: Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik.
Sf: 600
(102) Tekasür Suresi:
3: Hayır (olmaz bu), yakında bileceksiniz (hatanızı)!
4: Yine hayır, yakında bileceksiniz (hatanızı)!
5: hayır, (gerçeği) kesin bilgi ile bilseydiniz;
Sf: 603
(109) Kafirun Suresi:
3: Siz de benim yaptığım ibadeti yapmazsınız.
4: Ben asla sizin yapmakta olduğunuz ibadeti yapıcı değilim.
5: Siz de benim yapmakta olduğum ibadeti yapıcı değilsiniz.
Sf: 604
(113) Felak Suresi: 
4: Düğümlere üfleyip tüküren büyücü kadınların şerrinden,
                                         Hz. MUHAMMED ve KUR’AN-I KERİM
Sf: VII
Vahyin Yazılması ve Ezberlenmesi:
…‘’Sana okutacağız ve sen Allah’ın diledikleri dışında hiç unutmayacaksın’’…
…Hz. Peygamber, sene içerisinde inmiş olan Kur’an’ı Cebrail’e okur, onunla karşılaştırırdı…
Kur’an’ı Kerim’in Toplanması: 
Peygamber aleyhisselamın hayatta iken Kur’an-ı Kerim toplanıp bir kitap haline getirilmemişti. Halife Hz. Ebu Bekir zamanında vuku bulan Yemame Savaşı’nda, içlerinde hafızların da bulunduğu 700 sahabi şehit düşünce, Ömer b. Hattap, Ebu Bekir’i Kur’an’ı yazdırmaya ikna etti…
                                                              KONU FİHRİSTİ
Sf: XIX
Allah kendiliğinden vardır: Bakara, 255.
Allah vardır (vücud): En’am, 75-79; Neml, 59-64; Kasas, 71-73; Ankebüt, 61, 63; Hadid; 3; Mülk, 19, 30.
Sf: XXI
Cinler ateşten yaratılmıştır: Rahman, 15.
Sf: XXIII
Falcılık büyücülük ve sihirbazlık: Bakara, 102; Maide, 3, 90; Felak, 1-4.
Sf: XXIV
Her ülkeye, her millete bir peygamber gönderilmiştir: Nahi, 36; Kasas, 59.
Hıristiyanlar ve Yahudiler dost edinilmez: Mahide, 51.
Sf: XXV
İnsan zayıf yaratılmıştır: Nisa, 28.
Sf: XXVIII
Kur’an’ı Peygamber uydurup yazmadı: Ankebüt, 50.
Sf: XXXI
Peygamberlerin bir kısmı hakkında Kur’an’da bilgi verilmemiştir: Mü’min, 78.
Sf: XXXIV
Yahudiler bozguncudur: Maide, 64.
Yahudiler lanetlenmişlerdir: Maide, 64, 78.
Zenginlerin malında yoksulların hakkı vardır: Zariyat, 19; Mearic, 24-25.
                                                     ๑۞๑*-._.-*๑۞๑

Kuran / Kutsal Ayetler / Babamın Seçtikleri
Nisa Suresi 34. Ayet
Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamaktadırlar. İyi kadınlar, uyarlar. Allah’ın koruması sayesinde onlar da bilinemezi korurlar. Başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. Onları dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.
Lokman 19.
“Vaksid fî meşyike vagdud min savtik(savtike), inne enkerel asvâti le savtul hamîr(hamîri).”
Diyanet İşleri Meali: “Yürüyüşünde tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşek sesidir!”
Bakara 40.
Ey İsrail oğulları, size verdiğim nimetlerimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü tutunuz…
Bakara 47.
Ey İsrail oğulları, size verdiğim nimetleri ve sizi alemlere üstün kıldığımızı hatırlayın.
Bakara 49.
Sizi Firavun’un ailesinden de kurtarmıştık.
Bakara 89.
Tevrat’ı doğrulayan Kuran geldi.
Kamer. 17.
Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
Kamer. 32.
Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
Bakara 282.
Allah, her şeyi bilir.
Ali İmran 4.
Tanrı’, öç alandır..
İbrahim 47.
Allah, öç alıcıdır..
Enam 149
Allah, dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.
Nahl 9.
Allah, dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.
Enam 38.
‘’Biz, kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır.’’
Enam 39.
Dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola koyar.
İbrahim 51.
Allah, hesabı çabuk görendir.
Bakara 202.
Allah, hesabı çabuk görendir.
Bakara 208.
Şeytan’ın adımlarını izlemeyin. Çünkü O, size apaçık düşmandır.
Bakara 212.
Allah, dilediğine hesapsız rızk verir.
Bakara 228.
Erkeklerin, kadınlar üzerinde hakları bir kat daha fazladır.
Ali İmran 11.
Allah’ın cezası şiddetlidir.
Ali İmran 19.
Allah, hesabı çabuk görendir.
Ali İmran 145.
Allah’ın izni olmadan hiç bir kimse ölemez.
Ali İmran 182.
Allah, kullarına asla zulmedici değildir.
Ali İmran 199.
Allah, hesabı çabuk görendir.
Nisa 11.
…..erkeğe, kadının payının iki katını…..
Kaf 30.
O gün Cehenneme, “Doldun mu?” deriz. O da, “daha var mı?” der.
Bakara 6.
İnkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar.
Bakara 7.
Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerine de perde inmiştir.
Ahzab 37.
“Ey Muhammed! Allah’ın nimet verdiği senin de nimetlendirdiğin kimseye (Zeyd’e) ‘Eşini bırakma, Allah’tan sakın’ diyor, Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Oysa Allah’tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd eşiyle ilgisini kestiğinde onu seninle evlendirdik…”
Fatır 27.
“Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık…”
Ahzab 50.
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer müminlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mümin kadını da sana helal kıldık. Müminlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Ahzab 51.
Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, hakkıyla bilendir, halimdir. (Hemen cezalandırmaz.)
Bakara.191
Onları (gavurları) nerede yakalarsanız öldürün.
Ali İmran.32
Allah, kafirleri sevmez.
Nisa.101
Şüphesiz kafirler sizin apaçık düşmanınızdır.
Tin Suresi.1
Tin’e (incir) ve zeytun’a andolsun.
Tin Suresi.2
Sina dağına andolsun,
Tin Suresi.3
Bu güvenli şehre (Mekke’ye) andolsun ki,
Tin Suresi.4
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Tin Suresi.5
Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik.
Nahl 67.
Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.
Kaynak: Diyanet Kuran

Doktrin: “Bir çağın dini, bir sonrakinin edebi eğlencesidir.” – Ralph Waldo Emerson