MYNET

Emre Kurttepeli

ABD’de Arpanet’in 1969’da 5 harfli mesajını göndermesi tam bir saatini aldı. İnternet ağ sistemi başta işte bu kadar ilkeldi.

Teknolojiye yatırım almak önemlidir, fakat bir şirketin çok fazla yatırım alması zararlıdır. (getir! bana kondom getir)

Emre’ye Amerika’da bir mülakatta,
“Neden dışarıdaki bekleyen yirmi kişiyi değil de seni alayım?” diye sorulur.
Her soruya hazırdım, ama buna değil. İşi kaybettim.
Benim stres altındaki becerimi ölçmek istediklerini anlamam için yıllar geçmesi gerekti.

Bir mülakatta,
“Bu odaya kaç basket topu sığar?” mantık sorusunu duydum.
Jeff Bezos da Amazon’a iş başvurusu yapanlara,
“Amerika’da kaç tane rögar kapağı var?” diye sormaktadır.

Şirket temsilcisi iki aday arasında kararsız kaldıklarını ve sonuç için ilk arayanı işe aldıklarını söyler. Emre bir hafta sonra aramışken, diğer aday ertesi gün sonucu sorarak işi kapmıştır.

Geçmişte İstanbul’da kendi işini kuran baba Yücel Kurttepeli, oğlunun bu isteğini büyük bir olgunlukla karşılar ve Emre’nin İpragaz’ı bırakarak kendi yolunu çizmesine yeşil ışık yakar.
“Babamın hakkını yiyemem. kendisi için zor bir durum olmasına rağmen,
“Bu bana göre çok doğru değil, ama hayat senin,” dedi ve önümü açtı. Ben de tamamen hayallerimin peşinden gittim.

Mynet.com uzantısını 45.000 dolara 17 yaşında Amerikalı bir üniversite öğrencisinden satın almak zorunda kaldım.

Mynet’in ilk kuruluşunda hemen her şeyi kendileri kodlamak zorunda kalan bu yazılımcılar, Türkiye’de geniş ölçekli servisler geliştirmekte uzmanlaşan ilk isimler arasına girerler. Ancak bunun bedelini çok ağır bir çalışma temposu ile öderler.

Mynet’in gelirleriyle popülaritesi arasında hiçbir koşutluk yoktu. Başlarda sürekli zarar yazıyordu.

Emre bir gün Mynet’in en büyük iki yüz sohbet odasının yöneticisi (Chat adminleri) için boğaz turu düzenler.
“İlginç bir deneyimdi. Nicki “Batman” olan bir profesör on beş yaşındaki bir çocuğa sarılıyor ve
“Ooo abi o sen miydin?” diyordu.

Her zaman işler iyi gitmez;
Facebook’un dünyayı sarması sonucu,
News Corp., 580 milyon dolara aldığı Myspace’i beş yıl sonra 35 milyon dolara satmak zorunda kalır.

Şunu tespit ettik:
Kullanıcılar yeni bir oyun öğrenmek için Mynet’e gelmiyordu; bildiği oyunu oynayıp arkadaşlarıyla sohbet etmek veya yeni arkadaşlar edinmek için geliyordu.

Çalışanların kaç saat masa başında oturduğu değil, ne kadar iş yaptıkları önemlidir.

Lider, “Benden üstün nitelikli insanları çalıştırmalıyım,” diye düşünmeli. O adam gelecekte kendisini geçerse de gurur duymalı.

Bazen para bolluğu, girişimi odak noktasından saptırır. Az kaynak sahibi olunca bir noktaya odaklanma ve başarı daha kesin oluyor.

Bir sporcu hem gülle atmada hem koşuda başarılı olamıyor. Girişimci, hangi kasının iyi çalıştığını bilmelidir.

Para kazanmak için risk taşıyan girişimlere yatırım yapmalısınız. Herkes başarılı olacak iş modelinde aynı fikirdeyse, geç kalmışsınız demektir. Önemli olan, trend oluşmadan, daha başında geleceği görüp risk alabilmektir. Size asıl parayı bu öngörü kazandırır.

Girişimci neyi yapacağını bilmeli, ama daha önemlisi neyi yapamayacağını bilmelidir. Ortalama kalitede birçok şey yapmaktansa, tek bir şeyi herkesten iyi yapmak, işte başarının sırrı bu.

Liderlik zor şey… Ekibin, işe olan güvenini kaybetse bile sana hala inanmalı.

Mantıklı insanlar dünyaya uyar, mantıksızlar dünyayı kendine uydurur. En orijinal fikirler genelde fikir ayrılığında ortaya çıkar, fikir birliğinde değil.

Sizi zorlayan, değer yaratacak ürünlerin peşinden koşun, kolay olanın değil.

Elinizde veri yoksa toplantıyı erteleyin. Yoksa “Bence…” diye başlayan, matematikle konuşmayan, şahsi fikirlerin paradoksunun sarmaladığı boğucu toplantılara hazırlıklı olun!

 


 

EKŞİ SÖZLÜK
Sedat Kapanoğlu

Çalıştığım yerde yarattığım hasta takip yazılımı pahalı olduğu için pek satılmadı.
Ben de bir yıl sonra dişçiler için daha güzel bir hasta takip programı yarattım. 5 dolara satışa sundum. Bu da birkaç taneden fazla satılmadı. 🙂 Sanırım bu defa da ucuz olduğu için kimse güvenmemişti.

Geliştirdiğim programın tutmaması dert değildi, çünkü tutsun diye yapmıyordum. Yazılım geliştirme süreci benim için başlı başına bir keyifti.

Ekşi Sözlük’ü blogların olmadığı bir dünyada geliştirdik. Blogspot yoktu, WordPress yoktu, hatta hiçbir şey yoktu…

Bir ideolojiyi savunurken sizi haklı kılan şey, onun tersini savunanları uzaklaştırmak değildir.

Ülkede konuşma özgürlüğü öyle zayıf ki, kullanıcılar fikirleri nedeniyle siteden atılmayınca şaşırdılar. 🙂
Ekşi Sözlük gücünü buradan almıştır.

Microsoft sana bir problem gösterdiğinde, doğru cevaplar son aradığı şeydi. Asıl ilgilendikleri, probleme nasıl yaklaştığındı.

Yasaları bilmediğimden başıma bela olacak her şeyi siteden kaldırıyordum. Fakat bu da özgür düşünceyi kendisine düstur edinmiş Ekşi Sözlük’ün imajını sabote ediyordu.
Hukuk hizmeti aldıktan sonra çerçeveyi geniş kesmek yerine tam yerinden kesebildik.

Microsoft’ta herkes çok zeki ve ileri görüşlü.

Fikri hızlı şekilde çıkarıp test edebilmek çok önemli. Ben Ekşi Sözlük’ü bir gecede ve basit bir kod yazarak geliştirdim.

 


 

İTİRAF.COM
Ersan Özer

Bugün hızlı tren dönemiyse 2000’li yıllar kara tren dönemiydi.

itiraf.com’a ortak olan Mehmet Budak, aynı zamanda Siberalem’in de ortağıydı. O çok çok iyi bir insandı. Örnek aldığım, idolüm olan kişidir.

Fakat, şöhret olmakla zengin olmak aynı şey değildir.

100 bin dolara youlike.com boş domainini satın aldık. Biraz gaza geldik. Bence bu büyük bir paraydı ve yaptığımız ahmaklıktı.

Almanya merkezli bir şirketle ortaklık yaptım. Uluslararası bir yapı olduğu için Hollandalılar, Amerikalılar, Polonyalılar, İsveçliler vb. vardı. Gördüm ki insanoğlu her yerde aynı:
Zekisi, yavaş kavrayanı, tembeli, işini aşırı sahipleneni, kibirlisi, sorumluluktan kaçanı filan hepsi aynı…

 


 

PİLLİNETWORK
Hasan Yalçınkaya

Bir konu hakkında uzun yazı yazmak, o konuyu öğrenmenizde etkili oluyor.
Saçmalamak istemiyorsunuz.
Vaktimiz artık beş sene öncesi kadar bol ve ucuz değildi.

Oysa artık Pillinetwork güzel yazılara ödül verebilen bir mecra olmak yerine,
ödül alabilmek için yazılmış çöp yazılar üreten bir mecra oldu.

Zira beş altı senedir cüsseleri yüzünden uzay-zamanı büken gezegenler gibi Google’ın da interneti büküşünü izliyorduk.

“Bugün Google’da arama yapmak; sorduğunuz her soruya bir cevabı olan, aç, çaresiz ve işgüzar satıcılardan oluşan kalabalık bir bit pazarında gezinmeye benziyor.” – Marco Arment

Kompleks bir şeyi hayata geçirmeyin. Başarılı projeler basit başlıyor, ihtiyaçlara göre karmaşıklaşıyor. Taklit edecekseniz, bir şeyin ilk halini klonlayın ki başlarına neler gelmiş, hangi kararı neden almışlar iyice anlayın.

 


 

YEMEKSEPETİ
Nevzat Aydın

Nevzat, kendi ifadesiyle “kafası basan, çalışkan, fark yaratabilen ama dersleri çok iyi olmayan bir öğrenci”dir.

İsim için tüm sözlüğü taradım. İçinde “yemek” kelimesi geçen, sevimli, büyük ve küçük ünlü uyumu kuralına uyan ve içinde Türkçe karakter geçmeyen (örnek ç, i.) bir isim olan “Yemek Sepeti” seçilir.

Restoranlarda bilgisayar ve internet olmadığından Panasonic’in hibe ettiği 50 faks makinesini iş yerlerine dağıtarak, gelen siparişleri öyle yönlendirdik. Restoranı telefonla arayarak “Mesajı aldınız mı, okuyabiliyor musunuz?” demekten gelen 1 lira karın yarısı telefon faturalarına gidiyordu.

Bir gün ofis bölgesine gelen iki Telekom görevlisi, bölgenin telefon hatlarında sorun olduğunu ve işlemin üç gün süreceğini bildirir. Çay, kahve, bal, börekle beslenen görevliler sorunu iki saatte halledip gidiverirler.

POS (point of sale) satış noktası cihazlarını restoranlara dağıttık. Fakstan daha kullanışlıydı. Siparişi okuyan görevli onaylarsa 1, reddederse 2’ye basarak görevini tamamlıyordu.

Uzan Grubu’ndan %50 hissemiz için 800 bin dolar yatırım teklifi almıştık. Ofislerine görüşmeye gittiğimizde gözlerimize inanamadık. İçerde yirmi bilgisayar ve hepsinin başında bir çalışan vardı. Bizde ise beş kişilik işi bir kişi yapıyordu. Onlardan iyi bir profesyonellik dersi aldık.

Biz hayatta kalmak için çırpınıp, suyun üzerine çıktığımızda da artık yeterince büyük ve olgun durumdaydık.

Yemeksepeti Rusya Macerası
Hala Sovyet dönemindeki kötü hizmet standardına alışkın bir kitle vardı ve restoranlar daha iyi olmaya çalışmıyordu. Yani Türkiye’deki standartlardan ve rekabetten uzak bir ortam vardı. 2 milyon dolar harcadıktan sonra Rusya’dan kaçtık.

Yemeksepeti Eylül 2012’de 100 milyon dolar değerlemeyle, General Atlantic’ten 44 milyon dolar yatırım alır.

589 milyon dolar
“Mesele bu rakamın büyüklüğü değil; asıl mesele, 300 hatta 500 milyon dolar teklif geldiğinde dahi korkmayıp, cesur olup satmamış olmak. ” – Nevzat Aydın

Ancak Yemeksepeti’nin başarısı bile Nevzat Aydın’ın tanınması konusunda 27 milyon dolarlık ikramiye kadar etkili olamadı. Fakat, çalışanlara hisse paylaşım kararının 2012’de ortaklar sözleşmesine zaten eklendiği ancak yıl sonunda basına yansıdı.

Yemeksepeti, Türkiye’nin en büyük çıkışını yapan internet girişimi olma unvanını ise Haziran ayında Trendyol’a kaptırdı.

Mayıs 2015’te Yemeksepeti’nden ayrılan Gökhan Akan, o günden beri profesyonel Linkedin profilini güncellemiş değil. Kendisiyle iletişime geçtiğimde, şu anda ne yaptığı konusunda bilgi paylaşmak istemedi.

En önemlisi takımın kalitesi. Aranızda anlaşmazlıklar çıkacaktır. Fırsat maliyeti yüksek birkaç kişinin on yıl sürecek bir maceraya kendisini tamamen adaması zordur.

“Bir hayali son haliyle gerçekleştirmek düşük ihtimal. Bunu istatistikler söylüyor. Her işin doğasında kazanmaktan çok kaybetmek vardır.” – Melih Ödemiş

 


 

GİTTİGİDİYOR
Serkan Borançılı

Gittigidiyor ismi herkese çok uzun gelir. Bu onlara gelecekte, çok iyi yapılan bir işin, sıradan bir alan adıyla da marka olabileceğini gösterecektir.

Okyanux fonu Gittigidiyor’un %75’ine 1 milyon dolar teklif eder. İstenilen hisse yüksektir ama kabul edilir. Sonra 2000 krizi patlar ve Doğuş Grubu hem Ixir’i hem Okyanux’u kapatır. Ortaklar, firma bu fiyata satılmadığı için gelecekte sevineceklerdir.

Üyelere acayip bir bariyer koyduk. Ücretli listeleme yavaş büyümemize neden oldu ancak ileriye dönük inanılmaz bir filtrasyon, temizlik ve güzel bir gelir modeli de yarattık.

Doğan Holding 2004’te hemalhemsat.com’u kurar. Doğan Grubu agresif reklam ve pazarlama yapar. Fakat sonra birdenbire piyasadan çekilir. Bu reklamlar Gittigidiyor’u daha da büyütür. Çünkü tanıtıma gelen kitle, siteyi boş görünce çok alıcı ve satıcının olduğu Gittigidiyor’a kayar.

Kurtlar Vadisi dizisine reklam verince site trafiği kaldıramaz ve reklamları durdurmak ve sunucuyu değiştirmek zorunda kalırlar.

Mynet, Gittigidiyor’a %50 yatırım yapmak ister ama anlaşamazlar. Mynet, Nevaria adıyla kendi sitesini kurar fakat muvaffak olamaz.

Hemalhemsat’ı kapatan Hanzade Doğan da bir teklif getirir. Fakat o da Gittigidiyor ile anlaşamaz.

Ebay Almanya’nın üst düzey yöneticisi Sina Afra Türkiye’ye gelir ve Ebay adına Gittigidiyor’dan %10 hisse satın alınır.

2011 yılında üç kurucu ortak 217.5 milyon dolar değerlemeyle hisselerinin %93’ünü Ebay’e satar. Ancak Mustafa Say beklenmedik şekilde %7’lik hissesini satmak istemez ve bu durum ortakların ilişkisinde kalıcı bir hasar bırakır. Say, hisselerini 2016’da satacaktır.

Türkiye’de görüştüğüm her girişimci, “Şirketimi ne zaman, kaç liraya satarım?” diye düşünüyor. Her iş satılacak diye bir kural yok. Bundan vazgeçmeliler. Nitekim biz 2001’de Gittigidiyor’u kurarken Ebay’in bizi satın alabileceği aklımıza dahi gelmemişti.

 


 

NOKTA MEDYA
Tümay Asena

Her kriz bir fırsat madalyonudur ve bu kez madalyonun diğer yüzündeki fırsatı gören Tümay ve arkadaşları olur:
“Herkes internete olan inancını kaybetti ve alan adları yenilenmeyerek boşa düşmeye başladı.”

Nokta A.Ş. 500 bin dolara izlesene.com’u satın almayı başarır.

“Eğer ürününüzün ilk halinden utanmıyorsanız geç kalmışsınızdır.” – Reid Hoffman, Linkedin Kurucu Ortağı

Kendi içimizden başarı öykülerinin çıkmasına fazla tahammül edemiyoruz.
Türkiye’de yabancı girişimler daha bir şevkle duyuruluyor.

Kısa sürede bir şirketi büyütüp satmak kulağa hoş geliyor. Fakat bunlar nadir hikayelerdir…

 


 

CEMBER.NET
Çağlar Erol

Okumak önemli, ama yanında bir şeyler de yapmak lazım. Bu yüzden işe alım görüşmelerinde adaylara, okulda okurken ek olarak ne iş yaptıklarını sorarım.

Samwer Kardeşler, özellikle Silikon Vadisi’nde çıkan girişimlerin kopyasını Almanya ve dünya pazarlarında başarıyla uygulayan girişimcilerdir. (Alexander, Marc, Oliver)
Oliver, kesin verimliliğe odaklıydı ve yatırım yaptığı şirketle iletişiminde asla hal hatır sormazdı. Herhangi bir sorun olduğunda herkesi dahil ettiği bir e-posta atar ve sadece şöyle yazardı:
“Bunu derhal çözün!”

“Parayla reklam verdiğinizde insan beyni bunu algılıyor; yanılmıyor. Fakat organik biçimde haber olursanız veya şirketinizi, mutlu müşterileriniz sizin adınıza mı başkalarına duyurursa oradan gelen müşteri çok daha sadık oluyor.” – Çağlar Erol

 


 

GROU.PS
Emre Sokullu

“Ben, canım çıkana kadar çalışmaya inanırım. İlk milyon dolarımı kazandığımda ne mi yaptım? Hiçbir şey!.. Arkadaşımın evinde banyo yapıyordum ve kendim için bir şeyler yapıp yapmamayı düşündüm. Şimdiye dek ev tutacak vaktim hiç olmamıştı. Yİne de kalkıp işe gittim.” – Paypal’ın Kurucu Ortağı, Max Levchin

PayPal Mafyası: Çeşitli teknoloji şirketlerinin kuruluşunda yer alan bir grup eski PayPal çalışanı ve kurucularına verilen bir isimdir. Tesla, LinkedIn, Palantir Technologies, SpaceX, Affirm, Slide, Kiva, YouTube, Yelp ve Yammer bu üyelerin kurduğu şirketlerden bazılarıdır.

Başarının sırrı, başarısızlığa olan toleransınızda gizlidir.

Parayı yine kazanabilirsiniz, ama insanların güvenini kaybederseniz g*tü kaybettiniz demektir.
Bunu da yeniden kazanmanız zordur.

Bir önderi sırtındaki oklardan tanırsınız.

 


 

WEBRAZZİ
Aydın Kutsal

Yatırım almak için acele etmeyin. Bu sayede, hem erkenden yüksek hisseler vererek hayatınıza yeni bir ortak katmış olmazsınız, hem de kararlarınıza karışıp sorun yaratacak birini de aranıza almış olmazsınız.

Hayatım boyunca, sadece satmak için şirket kurup satabileni görmedim.

 


 

GELECEK ON YIL
Şimdi Ne Yapmak Lazım

Asıl önemli olan geçmişi bilmek değil, ondan ders çıkararak geleceği inşa etmektir.

Türkiye, dünya girişim ekosisteminde %1’lik paya sahiptir.

Yeni adımları atmak zor olabilir. Fakat girişimci, zaten kolayı değil zoru seçen kişiye denir.

“Ad veren gücü elinde tutar. İsim veren, aynı zamanda sınırı da çizmiş demektir.” – İhsan Fazlıoğlu

*

pupa yelken: tam yol gitmek

pivot etmek: girişimcinin şirketini kapatmadan iş modeli değişikliğiyle yoluna devam etmesi


Doktrin: “Kendi geleceğimizi hazırlarız; sonra da beğenmezsek ona ‘kader’ deriz.” – Benjamin Disraeli