1. BÖLÜM – İKTİSAT, FAYDA VE PİYASA ETKİNLİĞİ
Sf: 2
Matematiğin ve olasılık teorilerinin gelişiminde önemli rol oynayan kumar konusu incelendiğinde, bilinen en eski kumar astralagus olarak da adlandırılan M.Ö. 3500 yılında aşk kemiğiyle oynanan bir zar oyunudur. “Değer tümüyle faydaya bağlıdır.”

Sf: 3
Tesadüf veya ‘şans’ tabiatın analiz edilemeyen hadisesidir…


Sf: 5
Suyun toplam faydası çok büyük olsa da, marjinal faydası düşük olduğu için, fiyatı düşüktür. Oysa, elmasın toplam faydası düşük olsa da marjinal faydası yüksek olduğu için, fiyatı yüksektir.

Sf: 6
“Bir maddenin değeri, fiyatına değil daha çok sağladığı faydaya dayalı olmalıdır.”

Sf: 9
Sarhoş bir adam evinin yolunu bulur ama sarhoş bir kuş sonsuza kadar kaybolur.

Sf: 14
Kitap’ta siyah kuğu olayı, hindi’nin perspektifinden verilmektedir. Hindi her gün insanlar tarafından beslenmektedir. Hindinin mutluluk seviyesi her gün yükselmektedir. T zamanında insanlar hindiyi kesmeye geldiği zaman bu durum hindinin geçmiş dönemde edindiği pozitif izlenimleri bir anda yok eder, işte bu olay bir siyah kuğu’dur.

Sf: 15
New York Borsası’nda (NYSE) IBM şirketi hisse senetlerinin bir günde 700 milyon tanesinin el değiştirmesini rasyonel bağlamda açıklamak zor olmaktadır. Bir hisse senedinin alın kararına nasıl bir başka kişide satım kararı almaktadır, bu durumda satan kişi alan kişiye göre hangi bilinmeyen bilgiye sahiptir. Doğru fiyatı alıcı veya satıcıdan hangisi bilmemektedir?
Hisse fiyatlarının kar payı değişimlerine göre 5-15 kat fazla değişmiştir.

Sf: 16
Kar payının şirketler tarafından neden yatırımcılara ödendiği ve kar payı ödemesi yerine neden bu tutarın tekrar yatırıma yönlendirilmediği sorusunun cevabı aranmıştır. Bu soruya net bir cevap verilememiştir.
Shefrin ve Statman yaptıkları çalışmada, yatırımcılara 600 dolar tutarında kar payı ödemekte ve bu tutar ile yatırımcılar bir adet televizyon almaktadır. Diğer durumda yatırımcılar, televizyon almak için 600 dolar tutarında hisse senedini satmıştır ve hisse senetlerini sattıktan sonra şirketin başka bir şirketle birleşme haberini öğrenmiştir, bu haber bağlamında hisse senedinin fiyatı hızla yükselmiştir. Yatırımcılar bu iki durumdan hangisine daha çok pişmanlık duymaktadır? sorusunun cevabı aranmıştır. Teoriye göre bu koşul içinde yatırımcıların durumlara karşı kayıtsız olması gerekmektedir, fakat yatırımcılar bu iki durumda da 600 doları tekrar yatırıma döndürmeyerek fırsatı kaçırıp hata yapmışlardır.

Sf: 17
Tüketimi hisse satarak karşılamak, kesinlikle kabul edilemez.

Sf: 19
Hava durumu ve yatırım süreci ile ilgili bir çok çalışma yapılmıştır. İnsanların güneşli havalarda yatırım yapmaya, yağmurlu havalara nazaran daha istekli oldukları bulgularına ulaşılmıştır.

Sf: 20
Pazartesi günleri negatif, Cuma günleri pozitif olduğu anomali durumudur.

Sf: 21
Hisse senedi fiyatlarının ocak ayında yılın diğer aylarına kıyasla daha yüksek getiri sağladığı anomali durumudur.

2. BÖLÜM – DAVRANIŞÇI FİNANS
Sf: 26
Birinci olarak yatırımcılar kendilerine aşırı güven (overconfidence) duymalarından dolayı hisse senedi seçimlerinin iyi olacağını varsaymaktadırlar, bu durum özel öğrenilen bilgiye karşı aşırı reaksiyon (overreaction), halka açık olarak yayınlanan bilgiye karşı yetersiz tepki (underreaction) vermeye neden olur.

Sf: 30
Yoldaki diğer sürücülere oranla ortalamanın üstü, ortalama veya ortalamanın altı şeklinde tanınmaları istenmektedir. Sonuç olarak, katılımcıların %80’i ortalamanın üstünde olduklarını belirtmektedir.
Şans olaylarına aşırı tepki verme durumunda sorulan soruda, bozuk para atıldığında hangi serinin gelmesi olasılık dahilindedir? TTTYYY veya TYTYYT. Hatasız bir bozuk para atımında iki serininde eşit gerçekleşmesi olasıdır. İnsanlar ikinci serinin oluşmasını olası görmektedirler.

Sf: 31
Birinci deneyde; %80 olasılıkla 4,000 dolar kazanmak ve %20 olasılıkla kazanamamak ile %100 olasılıkla 3,000 dolar kazanmak arasında bir tercih yapmaları istenmiştir. Deneklerin %80’i 3,000 dolarlık kesin kazancı tercih etmişlerdir.
İkinci deneyde; %80 olasılıkla 4,000 dolar kaybetmek ve %20 olasılıkla hiç bir şey kaybetmemek ile %100 olasılıkla 3,000 dolar kaybetmek arasında bir seçim yapmaları istenmiştir. Deneklerin %92’si 4,000 doları %80 olasılık ile kaybetmeyi tercih etmişlerdir.
Üçüncü deneyde; salgın hastalık ile ilgili seçim sorusunda 600 kişinin salgın hastalıktan dolayı ölmesi beklenmektedir. Deneklere iki farklı program önerilir. Birinci planda 200 kişi salgın hastalıktan kurtulacak, ikinci planda ise 600 kişinin %33’ü kurtulacak ve %67’si ise kurtarılamayacaktır. Sonuç olarak birinci plan deneklerin %72’si tarafından seçilmiştir.

Sf: 32
Bugün kendinizi ne kadar iyi hissettiğinizi düşünün ve sonra da daha ne kadar iyi hissedebileceğinizi hayal etmeye çalışın… Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak ancak birkaç şey vardır, buna karşılık kötü hissetmenize neden olacak şeylerin sayısı sınırsızdır.
Çoğu katılımcının yeni bir bilet almaya istekli olmadığı bulunurken, gişeden bileti almak için fazladan 40 dolar harcamaya istekli olduğu sonucuna varılmıştır.

Sf: 33
Şirketlerin neden kar payı ödemesi yaptığı sorusunun cevabı aranmaktadır. Durumu açıklarken zihinsel muhasebe, karardan pişman olma, zarardan kaçınma ve özdenetim kavramlarını analiz etmişlerdir.
Teoriye göre bu koşul içinde yatırımcıların durumlara karşı kayıtsız olması gerekmektedir, fakat yatırımcılar bu iki durumda da 600 doları tekrar yatırıma döndürmeyerek fırsatı kaçırıp hata yapmışlardır.
Richard Thaler ve Warner DeBondt 1985 yılında Ocak 1926 – Aralık 1982 tarihleri arasındaki dönemde hisse senetlerinin üç yıllık ortalamalarını analiz etmişlerdir. Analize göre ortalamanın üstünde kalan hisse senetleri “kazandıranlar”, ortalamanın altında kalan hisse senetleri ise “kaybettirenler” olarak tanımlanmıştır. Sonuçta incelendiğinde üç yıllık dönemlerde kaybettiren hisse senetleri daha sonra %19.6 pozitif getiri sağlarken, kazandıran hisse senetleri %5.0 negatif getiri sağlamışlardır.
Çalışma, yatırımcıların yeni bilgiye, eski ve ilk elde edilen bilgiye göre daha fazla önem verdiklerini göstermiştir.
Varsayımsal değer fonksiyonu insanların olası kayıplar karşısında risk almaya istekli olduklarını, olası kazançlar karşısında ise risk almamayı tercih ettiklerini göstermiştir.

Sf: 35
Çalışmada, iki gruba ayrılan katılımcılara sorular yöneltilmektedir. Katılımcıların sahip olduğu varlığına ilave olarak 1,000 dolar verilmiştir. Aşağıda belirtilen durumlardan birini seçmeleri istenmiştir; a) %50 olasılık ile 1,000 dolar kazanma, b) %100 olasılık ile 500 dolar kazanma. Katılımcıların %16’sı birinci durumu, %84’ü ikinci durumu seçmişlerdir. İki durumda incelendiğinde beklenen fayda çerçevesinde aynı sonucu ifade etmesine rağmen katılımcılar mutlak kazanma olasılığı durumunu seçmişlerdir. Duruma kayıplar çerçevesinde bakıldığında katılımcıların aynı şekilde sahip olduğu varlığına ilave olarak, 2,000 dolar verilmiştir. Aşağıda belirtilen durumlardan birini seçmeleri istenmiştir; a) %50 olasılık ile 1,000 dolar kaybetme, b) %100 olasılık ile 500 dolar kaybetme. Katılımcıların %69’u birinci durumu, %31’i ise ikinci durumu seçmişlerdir. Bu durum kayıplar karşısında insanların risk almayı tercih ettiklerini göstermektedir.

Sf: 39
Zeckhauser, “pi sayısı”nın varsayımsal olarak doğrusal olmama durumunu rus ruleti oyunu ile anlatmıştır. Oyunda oyuncuların dolu silahtan bir tane kurşun boşaltmaya hakkı vardır, kurşunları dört adetten üç adete düşürmek ve bir adetten hiç kalmayacak şekilde azaltmak için ödeyecekleri kadar parayı ödemeye hazırdırlar. Ölüm olasılığını 1/6’dan sıfıra indirmek için her bir oyuncu ötekinden daha fazla ödemeye çalışır. Bu bağlamda ekonomik kaygılar dikkate alındığında paranın değeri o kadar azalmıştır ki yaşamanın zevkli hali kalmamıştır.
Birinci durumda, %100 olasılıkla 1 milyon kazanma, dördüncü durumda, %90 olasılıkla hiç bir şey kazanamama ve %10 olasılıkla 5 milyon kazanma alternatiflerini içermektedir. Katılımcıların çoğu beklenen fayda teorisinin aksine birinci ve dördüncü durumu seçmişlerdir.

Sf: 43
Aşırı güven yanlılığı iyimserlik seviyesini arttırmaktadır ve sonucu kontrol edilemeyecek durumda olan olayları kontrol edebileceklerini düşünmektedirler. Daha fazla bilgi edinme ile piyasa üstünde getiri sağlanacağını varsaymaktadırlar.

Sf: 44
2.5.1.1. Aşırı Güven (Overconfidence)
İnsanlar her zaman diğerlerine kıyasla ortalamanın üzerinde olduklarını düşünürler. Bu düşünce aşırı güvene neden olur. Sahip olduğu bilgiye veya düşüncesine kesin olarak inanır, hata yapma ihtimalini göz ardı eder ve kararını ani olarak uygularlar. Teksas’da yapılan bir araştırmada otomobil kullanıcılarına diğer kullanıcılara kıyasla sürücülük yetenekleri sorulmuştur. Katılımcıların %80’i kendini ortalamanın üstünde olarak belirtmiştir. Psikoloji alanında aşırı güven durumunu incelediğinde insanların genel olarak kendi özellikleri hakkında aşırı güvenli oldukları gözlenmiştir.

Sf: 45
İnsanlar aşırı güvenli oldukları zaman tahminlerinde güven aralıklarını daraltırlar, düşük için yüksek tahmin, yüksek içinde düşük tahmin seçerler. Bu yüzden tahmin ettiklerinden daha çok sürpriz yaşarlar. Aşırı güvenli yatırımcılar kötü sonuçlara maruz kalma risklerini minimum seviyede düşünürler. 1998 yılında yapılan bir araştırmada yeni iş kuran 2994 işletme sahibine başarılı olma olasılıkları sorulmuştur. Katılanların %81′ başarılı olma şanslarını %70 üzerinde olarak belirtmiştir. Gerçekte katılımcıların %75 işletmelerde başarılı olamamıştır ve iflas etmiştir.

Sf: 46
Eğer işlemciler tam anlamıyla rasyonel olsalardı işlem yapmanın maliyeti artmaya başladığı zaman işlemleri durdururlardı.
 Aşırı güvenli yatırımcılar medya veya analist tavsiyeleri sonucunda sert şekilde yükselmiş hisse senetlerini alma eğilimindedirler. Bu hisse senetleri alımlarından sonra piyasa altında getiri sağlamışlardır ve bu hisse senedi alımlarını sağlamak amacıyla yapılan satılan hisse senetleri ise piyasa üzerinde getiri sağlamıştır.

Sf: 47
DeBondt ve Thaler aşırı güven hakkında şöyle der; karar alma psikolojisinde belki de en güçlü bulgu insanların aşırı güvene sahip olmasıdır.

Sf: 48
Kontrol yanılgısında Harvard Üniversitesi psikoloji bölümünden Ellen Langer’ın hazırladığı varsayımsal bir piyango oyununda katılımcılar, kendi rakamları ile oluşturulan kupona, rastgele olarak oluşturan kupona göre daha fazla ödeme yapmak istemişlerdir.
İyimserlik konusunda yapılan bir çalışmada katılımcıların iyi bir sürücü olup olmadıkları ve katılımcıların kendilerini yoldaki diğer sürücülere oranla ortalamanın üstü, ortalama veya ortalamanın altı şeklinde tanımlamaları istenmektedir. Sonuç olarak, katılımcıların %80’i ortalamanın üstünde olduklarını belirtmektedirler. İyimser olan kişiler, kontrol gücü olmayan olaylar karşısında kötü sonuçların ihtimalini zayıf görmekte ve kontrol yanılgısına meyilli olmaktadırlar. 
McKenna yaptığı çalışmada, insanların trafik kazalarına karışma olasılıklarını incelemiştir. Katılımcılardan sürücü ve yolcu olduğu durumlarda kazaya karışma olasılıklarına bir değer atamaları istenmiştir. Katılımcıların büyük çoğunluğu araç sürücüsü oldukları durumda trafik kazasına karışma olasılıklarını düşük olasılık atamışlardır. Yolcu oldukları durumda ise kazaya karışma olasılıklarını yüksek olarak atamışlardır. Bu durum katılımcıların araç sürücüsü olduğu zaman kaza ihtimalini kontrol edebilecekleri yanılgısına düşmelerine neden olmaktadır. McKenna, kontrol yanılgısını “bu olayla karşılaşmam” şeklinde ifade etmektedir.

Sf: 49
Horswill ve McKenna yaptıkları çalışmada, katılımcıların araç sürücüsü olduğu durumda yüksek hızla seyir etmeyi kabul ettikleri, yolcu oldukları durumda ise yüksek hızla seyir etmemeyi kabul ettikleri bulgusuna ulaşmışlardır. Çalışmanın diğer bir sonucunda, insanların kontrol edici pozisyonda oldukları durumda daha fazla risk almaya istekli olduğu sonucuna varılmıştır.

Sf: 50
Montier çalışmasında, 300 profesyonel fon yöneticisine mesleklerinde ortalamanın üzerinde olup olmadığı sorusu yöneltilmiştir. Katılımcıların %74’ü kendilerini mesleklerinde ortalamanın üzerinde tanımlamışlardır. Katılımcıların ilgili soruya “herkesin mesleklerinde ortalamanın üstünde oldukları yönünde cevap vereceklerini bildirdiklerini fakat kendilerinin gerçekten öyle” oldukları yönünde cevaplamışlardır.
Homo economicus’ın rasyonel olduğu ve geçmiş dönemde yaptığı hataları analiz ederek, ileri zamanlarda aynı hataları tekrarlamayacağı varsayılmaktadır. İnsan psikolojisi farklı ve tam olarak tanımlanamayan bir organizma olmasından dolayı mevcut hatalar tekrar edilmektedir. İnsanlar kendilerini diğer kişilere göre kıyasladıklarında daha zeki, yetenekli, başarılı vs. olduklarını düşünürler. Bu başlangıç kendini yanıltma durumunun başlangıç noktasıdır. Sürekli olarak hatalarına ve yanılgılarına bir neden arayan insanlar başarılı, sonucu iyi olan bir durum karşında buna neden olan tüm faktörleri dikkate almadan sadece kendini ön plana çıkarır, başarıyı kendi kabullenir, fakat kötü bir sonuç karşısında kendini geri çekerek sonucun oluşmasına neden olan dış faktörlere veya kötü şansa bağlar. Örnek olarak, öğrencilerin sınav sonuçlarından iyi bir not aldığında “ben aldım”, kötü bir sonuç durumunda “hoca kötü not vermiş” yorumu durumu net olarak özetlemektedir.
Kendine atfetme, psikolojideki yükleme/atfetme kuramı’na göre, bir olay bireyin tahmin ettiği yönde gerçekleşirse bu durumu kendine, beklentisi yönünde gerçekleşmez ise durumun nedeni olarak sabotaj veya dışsal gürültüyü neden olarak görmektedir.

Sf: 51
Kiliseye sıklıkla giden insanların kendilerini diğer insanlara kıyasla daha dindar hissetmeleri örnek olarak verilmiştir.
Deaux 1976 yılında yaptığı çalışmada, kadın ve erkeklerin yükleme süreçlerini kıyaslamıştır. Verilen bir işi erkeklerin mi yoksa kadınların mı daha iyi becereceği sorusuna kadınlar ve erkekler, erkeklerin daha başarılı olacağını belirtmişlerdir. Başarı ve başarısızlıkla ilgili yükleme süreçleri incelendiğinde, kadınlar başarılarını çevresel koşullara ya da şansa, başarısızlıklarını kişisel özelliklerine atfetmektedirler. Erkekler ise başarısızlıklarının nedeni olarak çevresel faktörlere, başarılarını ise kendi becerilerine atfetmektedirler.

Sf: 52
Kişinin kendisi ve başkalarıyla ilgili yaptığı yüklemeler arasındaki bu fark nereden ileri gelir? Bu farkın iki kaynağı vardır: (1) Diğer kimselere göre biz kendimiz hakkında geniş bilgiye sahibiz, (2) belirli bir durum içinde başkalarının davranışlarını dıştan gözlemleyebildiğimiz halde, kendi davranışlarımıza böylesine dıştan bakamayız.
Bireyler karar almadan önce düşüncenin karara ve sonra da eyleme dönüşmesinden önce, kendini doğrulama ve doğrulatmak ister. Bunun için fikirlerini destekleyici yöndeki araştırma, haber vs. referans alır ve kendi fikirleriyle aynı yönde olan insanlarla etkileşim içinde olur, onlarla beyin fırtınası yaparak kendi fikrinin doğruluğunu bir de karşı taraftan duyarak uygular. Aslında birey kararını çoktan vermiştir.

Sf: 53
Kendini doğrulatma yanlılığına maruz kalan yatırımcılar deneysel piyasa koşullarında bu yanlılığa maruz kalanlara kıyasla daha fazla para kaybetmektedirler.
Montier 2006 yılında gerçekleştirdiği çalışmasında, 300 profesyonel fon yöneticisine 17 adet sorudan oluşan ve on dakika içinde tamamlanması gereken bir test uygulamıştır. Teste katılan piyasa profesyonelleri, ilgin. olarak %95 oranında 7 nolu soruyu yanlış cevaplamışlardır. 7 nolu soruda, 4 adet oyun kartı yer almaktadır. Kartların ön yüzü E,4,K,7 şeklindedir. Kartın ön tarafında harf yer alıyorsa diğer yüzünde rakam yer alması gerekmektedir. Eğer kartın ön yüzünde “e” harfi yer alıyorsa kartın diğer tarafında “4” rakamı yer almalıdır. Soruyu yönelten kişinin doğru söylediğini onaylamak için 4 adet karttan hangi kartları çevrilmesi gerektiği sorusu yöneltilmiştir. Piyasa profesyonellerinin %95’i “e” ve “4” kartlarını çevirmeyi tercih etmişlerdir. Fakat bu ikili seçim yanlış bulunmuştur. Doğru kartlar seçimi “e” ve “7” kartları seçimi olması gerekmektedir. Soruda açıklamada bulunurken “e” kartı “4” rakamını bulundurduğunu, “4” rakamlı kartın diğer yüzünde “e” harfi yer aldığını belirtmemektedir. Piyasa profesyonelleri kendilerini doğrulatmak için “e” ve “4” kartlarını seçmişlerdir.

Sf: 54
Olayların gerçekleşmesinden sonra sonuçların insanlar tarafından öngörülebilir olduğu ve bilindiği durumudur. Kişiler olay gerçekleştikten ve sonuçları anlaşıldıktan sonra ben önceden biliyordum tarzında davranırlar. Bu durum kişilerin tahmin yeteneklerinin ortalamanın üstünde olduğunu düşünmesine neden olur.

Sf: 55
Kahneman ve Riepe, Öngörü Yanılgısı‘nı yatırımcı pişmanlığının en önemli unsurudur şeklinde ifade etmişlerdir.
Fischoff ve Beyt 1975 yılında yaptıkları çalışmada, 1972 yılında A.B.D. başkanı Nixon’ın Çin ve Sovyetler Birliği’ne yapacağı ziyaretler öncesinde İsrailli öğrencilere ziyaretler hakkında sorular yöneltilmiş ve çeşitli durumlar için olasılık tayin etmeleri istenmiştir. Çin ziyaretinde diplomatik konuda uzlaşma veya Mao ile bir sefer görüşme. Sovyetler Birliği ziyaretinde ortak uzay çalışmaları için anlaşma veya Lenin’in mezarına ziyaret durumları belirtilmiştir. İsrailli öğrenciler gerekli olasılık tayinlerini yapmışlardır, görüşmeler gerçekleştirilen 6 ay 2 hafta sonra aynı İsrailli öğrencilerden tekrar aynı durumlar için olasılıklar tayin edilmesi istenmiştir. Yeni durumda öğrenciler önceki verdikleri olasılıklara kıyasla yeni olasılık tayinlerini gerçekleşmiş olaylar için arttırırken, gerçekleşmemiş olaylar için azaltmışlardır. 

Sf: 56
Yapılan araştırmada, deneklerin yalan söyleme ile ilgili tutumları ölçülmüştür. Denekler 3 gruba ayrılmıştır. İlk gruptaki deneklere yalan söylemeleri durumunda çeyrek altın, ikinci gruba yarım altın ve üçüncü gruba tam altın verilecektir. Araştırmanın sonuçları öğrenme kuramı ve bilişsel çelişki kuramına göre farklılık oluşturmaktadır. Öğrenme kuramı, en büyük tutum değişimini en yüksek parayı kazanan gruptaki kişilerde bekler, çünkü onlar en kuvvetli pekiştirmeyi almışlardır. En az tutum değişimi en küçük pekiştireç alan ilk grupta beklenmektedir. Bilişsel çelişki kuramı, en az para alan gruptaki kişiler en yüksek bilişsel çelişkiyi yaşarlar, çünkü onların yalan davranışını haklı gösterecek yeterli bir neden olmamaktadır.

Sf: 57
Bireylerin yeni bir araba aldıkları zaman rakip firmaların araba reklamlarıyla ilgilenmemesi ve aldığı arabanın en iyi araba olduğunu düşünmesidir.
Karar ile davranışı arasında bir çelişki oluşur. Bu duruma örnek olarak portföyünde kar elde edilen hisse senetlerini hemen satması, zarar yazan hisse senetlerini satmayarak başa baş noktasını veya daha yüksek getiriyi beklemek amacıyla satmamasıdır. Çelişki yatırımcının hata yaptığını kabul etmek istememesinden dolayı ortaya çıkmaktadır.

Sf: 58
Yatırımcılar şirket ile ilgili yeni bir haber öğrendikleri zaman bunun etkisinin kısa dönemde geçici olacağını düşünürler ve bu yüzden geç reaksiyon vermektedirler veya hiç reaksiyon vermemektedirler.

Sf: 59
Yatırımcıların genelde gazete ve televizyonlarda bahsi geçen hisse senetlerine yatırım yapmaları, belirli dönemlerde en çok kazandıran ve en çok kaybettiren hisse senetlerine yatırım yapmaları veya kendi çalıştıkları şirketlerin hisse senetlerine yatırım yapmaları iyi bir örnektir.
Bireylerin sıklıkla gerçekleşmeyen bir olayı (savaş, uçak kazası, deprem vs.) yakın zamanda yaşadı ise bu olayın yakın gelecekte olma olasılığını aşırı abartmaktadır. Örnek olarak, yaşanan bir uçak kazası durumu karşısında bireyler bu olayın yakın gelecekte tekrarlanma olasılığını abartarak tahmin etmektedirler. 

Sf: 60
İnsanlar yol kenarında takla atarak kaza yapmış bir araç gördükleri zaman trafik kazası olma olasılığı geçici olarak artmaktadır. 
Tversky ve Kahneman 1973 yılında yaptıkları çalışmada, deneklerden İngilizcede “r” harfi ile başlayan kelimeleri ve “üçüncü harfi r olan” kelimelerin sıklığını kıyaslamalarını istemiştir. İkinci durumdaki kelimelerin daha sık olmasına rağmen katılımcılar akılsal olarak ilk harfi r olan kelimeleri bulmak daha kolay olduğunu düşündükleri için birinci durumu seçmişlerdir.

Sf: 61
İlgisiz sinyal ve verilerin kullanılması; sihirli, doğa üstü yetilere inanma (magical thinking), örneğin yatırımcının “içine doğan” bir hisseyi satın alması derecesine kadar ulaşabilir. Basketbolda sıcak elli oyuncular inanışı (hot hand phenomenon) bundan hiç farklı değildir.

Sf: 62
Tversky ve Kahneman 1974 yılında  yaptıkları çalışmada, lise öğrencilerinden oluşturulan bir gruptan birinci gruba, 8 x 7 x 6 x 5 x 4 x 3 x 2 x 1 şeklinde belirtilen çarpma işlemini 5 saniye içinde tahmin etmelerini istemişlerdir. Verilen cevapların ortalaması 2,250 olmuştur. İkinci gruba ise 1 x 2 x 3 x 4 x 5 x 6 x 7 x 8 şeklinde belirtilen çarpma işlemini 5 saniye içinde tahmin etmelerini istemişlerdir. Verilen cevapların ortalaması 512 olmuştur. Çarpma işleminin doğru sonucu 4,320’dir. Artan ve azalan seri şeklinde çarpma işleminde denekler zaman kısıtlamasından dolayı soldan sağa doğru hesaplamaya başlayarak tahminde bulunmuşlardır. Artan seride çarpma işleminin ilk serileri daha düşük değer hesaplanıp tahminde bulunulmuştur. Bu yüzden ortalama düşük çıkmıştır. Azalan seride ise ilk birkaç çarpma işleminin sonucu yüksek olduğundan dolayı denekler daha yüksek bir ortalama tahmininde bulunmuşlardır.

Sf: 63
Kahneman ve Trevsky finansal kararların müşterek veya ayrı ayrı alındığı fikrini savunmaktadır. Bu duruma göre örnek olarak, tiyatro bileti seçim oyununu gösterirler. Katılımcılardan aşağıdaki iki durumdan birini tercih etmeleri istenmiştir. Birinci durumda, katılımcılar 40 dolar tutarında bir tiyatro bileti satın almışlardır. Bileti kaybettikleri durumda yeni bilet almak için fazladan 40 dolar ödemek isteyip istemedikleri sorusu yöneltilmiştir. İkinci durumda katılımcıların yanlarında fazladan 40 dolar bulunmaktadır. Bu durumda gişeden tiyatro bileti satın almaya karar verdikleri sırada yanlarında bulunan tutarın 40 dolar eksik olduğunu fark etmişlerdir, yine bu durumda bileti satın almak isteyip istemedikleri sorusu yöneltilmiştir. Katılımcıların verdikleri cevaplar incelendiğinde çoğu katılımcının yeni bir bilet almaya istekli olmadığı bulunurken, gişeden bileti almak için fazladan 40 dolar harcamaya istekli olduğu sonucuna varılmıştır.
Akılsal muhasebe, kasa para (house money effect) yanılgısına sebep olmaktadır. Son kazanılan para ile büyük bir istekle kumar oynama durumudur.
Yatırımcılar başarılı gerçekleşen yatırımları sonrasında aşırı güvenli ve kontrol yanılması içinde olurlar, yeni risk alımlarında yatırıma yönlendirilen paranın kendi paraları olduklarını unuturlar ve sanki kasanın parasıymış gibi davranmaktadırlar.

Sf: 64
Richard Thaler ve arkadaşı New York’da kar fırtınası altında araba kullanarak basketbol maçını izlemeye gitmek istemişlerdir fakat hava koşullarından dolayı maça gitmekten vazgeçmişlerdir. Kendi aralarında durum değerlendirmesi yaparken, eğer maç biletini satın almış olsalardı maça gitmek zorunda olacaklarını belirtmişlerdir.
Bernstein’in akılsal muhasebe ile ilgili ifade ettiği gibi:
İnsanlar zarar etmeye ya da başarısızlıklarını kabul etmeye pek alışık değildirler. Örneğin, en çok görülen mantıksız yatırım davranışı herkesin tanık olduğu üzere, kazananları satmaya ikna etmenin kaybedenleri ikna etmekten daha kolay olmasıdır. Buna davranışçı finans çevrelerinde “pişmanlıktan kaçınmak” deniyor. Kötü performans gösteren bir hisseyi elde tutmaya devam etmek sonunda yenilgiyle karşılaşmama umudumuzu korumamızı sağlıyor. Bunda özellikle sorunlu bir yan görmüyorum.


Sf: 67
Kişilerin içinde bulundurdukları ruh hali davranış ve kararlarına direkt olarak yansır ve irrasyonel sonuçların doğmasına neden olur. Mutlu hissettikleri zamanlarda iyimser, mutsuz hissettikleri zaman karamsar olurlar. İyi ruh hallerinde optimistik, kötü ruh hallerinde ise pesimistik seçimler yaparlar. Bu ruh hali yatırımcıların alım/satım kararlarını negatif yönde etkilemektedir.
İnsanların güneşli havalarda yatırım yapmaya, yağmurlu havalara nazaran daha istekli oldukları bulgularına ulaşılmıştır.

Sf: 68
İyi ruh hali içinde olan insanlar seçimleri ve kararlarında kötü ruh halinde olan insanlara kıyasla daha iyimserdirler.
Bir yıl sonra 10 dolar ödenmesi veya şuan 5 dolar ödenmesi alternatifinde bireyler riskten kaçınmak ve kesinlik etkisinden dolayı 5 dolar almayı tercih edeceklerdir.

Sf: 71
Sosyal psikolog Solomon Asch, bireyin karar alırken diğer bireylerden nasıl etkilendiğini göstermek için görsel bir test uygulamıştır. Katılımcıların çoğunun nasıl davranacağı ve nasıl cevap verecekleri önceden planlanmıştır. Deneklere iki kart gösterilmiştir. Birinci kartta gösterilen çizginin ikinci kartta yer alan A, B, C çizgilerinden hangisine daha çok benzediği sorulmuştur. Önceden planlı şekilde denekler cevaplarını önce doğru daha sonra da yanlış olarak belirtmişlerdir. Bu aşamada denek diğer deneklerin verdiği cevapları duymaktadır. Son olarak sizi gerçek deneklere geldiği zaman gruptaki deneklerin cevaplarından etkilenerek %32’sinin yanlış cevap verdiği sonucu ortaya çıkmıştır.
Shiller ve Pound piyasa profesyonellerinin bulaşma etkilerini analiz etmek amacıyla bir anket uygulamışlardır. Bu ankete göre işlem yapma sırasında piyasa profesyonellerinin %63’ü beraber çalıştığı kişilerden etkilenmektedir.

Sf: 72
Yatırımcılar örnek aldıkları kişilerin yatırım kararlarını taklit ederler. Taklit eden kişinin hisse senedi alım – satımında hep doğru karar aldığı varsayılmaktadır. Bireyin neden taklit davranışı içinde bulunduğunu açıklamak oldukça zordur.

Sf: 74
Nofsinger’a göre, yatırımcının yanlış alım – satım kararının başka yatırımcılar tarından da alındığının bilinmesinin yatırımcıda pişmanlık duygusunun azalmasına neden olacağını belirtmektedir.
Bu durum Scharfstein ve Stein tarafından suçu paylaşmak (sharing-the-blame) olarak tanımlanır.

3. BÖLÜM – ARAŞTIRMA
Sf: 76 
Sorular yedi alt maddeyi kapsayacak ve irdeleyecek şekilde oluşturulmuştur. Bu maddeler aşağıda belirtilmiştir;
1) Aşırı iyimserlik (Overoptimisim), kontrol yanılgısı (illusion of control), ve bilgi yanılgısı (illusion of knowledge)
2) Aşırı güven (Overconfidence bias)
3) Kendine atfetme (Self attribuation bias)
4) Kendini doğrulatma (Confirmation bias)
5) Öngörü yanılgısı (Hindsight bias)
6) Bilişsel çelişki (Cognitive dissonance)
7) Muhafazakarlık (Conservatism bias)

Sf: 84
Kesinlikle katılıyorum ve katılıyorum seçeneklerinin puan değerleri sırasıyla 5 ve 4’tür. Dolayısıyla ifadelerin puan değerlerinin ortalaması yükseldikçe o konudaki yanlılık daha fazla olacaktır. Piyasa profesyonellerinin davranışçı yanlılık ve hata durumlarını ölçmeyi amaçlayan 24 ifadeye ilişkin verdikleri cevapların aritmetik ortalama değeri 3’ten yüksek puana sahip olduğunda bahsi geçen davranışçı yanlılığı gösterdiği varsayılmıştır.
En yüksek puanlar, aşırı güven, kendine atfetme ve kendini doğrulatma yanlılıklarında görülmektedir. Profesyonel piyasa oyuncuları araştırma bulgularına göre en çok bu yanlılıklardan müzdariptir.

Sf: 91
“Endeks altında getiri getiren hisse senedini hata yaptığımı kabul etmemek için satmam”, ve “Hisse senedinin performansı negatif bile olsa aldığım karar doğru ve akıllıcaydı” ifadeleri bilişsel çelişki (cognitive dissonance) yanlılık ve hata faktörü altında toplanmıştır.

Sf: 94
Bireylerin kayıplar karşısında risk almaya meyilli olduklarını ve olası kazançlar karşısında ise risk almama yönünde meyilli olduklarını varsayımsal değer fonksiyonu ile göstermiştir.

Doktrin: “Sıradan şeyleri gözünüzde büyüterek imkansız şeylere dönüştürmeyin, bunun yerine imkansız şeyleri sıradan şeylere dönüştürün.” – Francis Bacon