Mutluluğun sırrı ne? Bir onu hep yanlış yerde mi aradık? Kimi insan televizyonda sevdiği bir programdan, diziden; kimiyse evde sevdiği bir yemekten mutluluk duyar. Kimi insan dışarıda tüm bakışların üzerine çevrilmesinden, kimiyse yalnızca havanın güzel oluşuyla mutlu olur. Bazen beklenmeyen birinden gelen bir telefon; bazen ise ansızın yapılan bir konuşmadan zevk alırız. İnsanların bize gösterdiği sevgi, ilgi, şımartılma duygumuzu tatmin eder. Kimini güzel bir araba; kimisini ise görkemli bir ev…

“Mutluluğun sırrı, hoşuma gideni yapmakta değil, yaptığımız işten hoşlanmakta yatar.” aslında… Yani sevdiğinizi elde edemiyorsanız, elde edebildiğinizi sevin öğretisi. Ve bana sorarsanız mutluluğun formülü aşağıda:

“Mutluluk; biz kovaladıkça kaçan, biz kaçtıkça kovalayan, her şeyi oluruna bıraktığımızda ise yanımızdan bile ayrılmayan bir duygudur aslında.” -ck-

Baba: Mutluluk; mutsuzlukla ters orantılı bir duygudur. Gerçek yaşamda olan ve oluşan birçok durumlarda, insanlarda olumlu ve olumsuz tepkimelere yol açan olgular dizisidir. Biri olmadan, diğerinin de olamayacağı veya en azından farkına varamayacağımız bir şeydir. Hep güzeli arayan insanlarda, daha da güzelini aramak, bulmak ve hepsinden çok daha önemlisi sahiplenme duygusuyla elde etmeye çabaladığı bir olgudur. İnsanı, insan yapan, yaşamdan ümidini kesmemesine neden olan bir olgudur. 

Çok şeye sahip olmak isteyen insansoyu, elde etmek istediğine ulaştıktan sonra daha fazlasını ister. Bu insansoyunun bir özelliğidir. Savaşları, hileleri, soygunları vb. gibi olumsuzlukları yaratan bu özelliğidir. Bu nedenle insanlarda mutluluk sınırı yoktur. Az ile mutlu olabilmek, çok az insanın (toplumcuların) bir özelliğidir. Mutluluk; toplumcularda daha fazla olmasının nedeni budur.

Mutluluğun, mutsuzluk karşıtı olduğunu biliyoruz. Büyük mutsuzluklar, kendisinin karşıtı olan büyük mutluluklarla nötrleşir. Ancak, mutluluğun tanımını yapmak, negatif bir olgu olduğundan çok zordur. Yine de yapmaya çalışırsak; mutluluk; mutsuzluğun karşıtı, kendisini elde etmeye çalışıp, asla elde edemeyeceğimiz bir olgudur. Ve bu tanımı ünlü bir dünya yazarının sözleriyle anlatalım:

“Mutluluk; tıpkı bir ufuk çizgisi gibidir. Biz yaklaştıkça o uzaklaşır.”

Oğlumun anlatımındaki; biz kovaladıkça o uzaklaşan ama; biz kaçtıkça o kovalamaz. Mutluluktan neden kaçalım ki?

Devrimciler; hiçbir şeyi oluruna bırakmazlar. Devamlı değiştirirler veya en azından buna çalışırlar. Hale (duruma) göre davranmak (oportünizm, Osmanlıca: Islahat-ı maslahat) bize göre değildir.

Yaşamın Renklerini Koruyalım Ağustos 2004 haz®etiDoktrin: “Baba olduktan sonra göreceksiniz ki, kendi mutluluğunuzdan çok, çocuğunuzun mutluluğu ile mutlu olabilirsiniz.” – Honore de Balzac