“Asya’da Hindistan cevizinin içine, maymunun sadece elinin açıkken sığacağı bir delik açılır ve tatlı yiyecek konur. Yiyeceği alan hayvan yumruk olan elini çıkarmaya uğraşır durur. Yumruk olan ele delik dar gelir.
Avcılar geldiğinde maymun, açgözlülüğünden, yiyecekten vazgeçemediğinden kaçamaz ve yakalanır.
İşte bizi tuzağa düşüren de arzularımız ve bağımlılıklarımızdır.” – Joseph Golstein

*

“Minik bulut yağmur yağdırmak ister ve dişine göre bir yer bulamaz.
Uzak, verimsiz bir yerde kurak alanı bulur ve tüm çabasıyla ancak tek damla düşürebilir.
Damla, yüksekten sessiz çöle düşünce büyük bir frekans yaratır.
Uykudaki tabiat uyanır ve yağmur vaziyeti alır.
Bunu gören diğer bulutlar oraya gümbür gümbür yağarlar.
Bir gökkuşağı çıkar ve her yer güneşle yeşerir.” – Subcomandante Marcos

Bu;
“Bir kelebeğin kanatları bazen okyanuslarda dev dalgalar yaratır.” metaforuyla analojiktir.

*

1930 yılında veremle savaş dispanseri hekimlerinin maaşı bir milletvekillinin üç katıydı.

Günümüzde maalesef;
Sağlık: Pazar
Hastane: İşletme
Hasta: Müşteri
İlaç: Ürün

Roma’da arenanın tabanı kumdu. Akan kanları tutan kum, kaymayı da engelliyordu.
Şimdiki stadyum kültürü o zamanki arenalardan geliyor.

Kızı açlık grevlerinde ölümlere yatarken, cezaevlerinin kapısında cebinde şekerle bekleyen, oğlunun kemikleri peşinde ömrünü tüketip ağıt yakan bir kadın şöyle söyler:
“O gün bu gündür bekliyorum. Komşuya bile gitmiyorum. Evimi boyamadım, eşyalarımı değiştirmedim ki çocuk gelirse yabancılık çekmesin. Döndüğünde dışarıda kalmasın diye kapıları bile hiç kilitlemedim.”

Her metin daha eski metinlerin taşıyıcısıdır.
Geçmişi içinde taşımayan tek bir metin dahi yoktur.

Yalnızca tek bir günah vardır: Hırsızlık!
Diğer bütün günahlar onun evladıdır.

İlk kez karşılaştığınız insanın melek mi şeytan mı olduğunu merak ediyorsanız, o ayrıldıktan sonra içinizde bıraktığı duyguya bakın; kendinizi çok iyi hissediyorsanız, o insan melektir; sıkıntıyla kalakalmışsanız işte o giden şeytandır!

Anamın “Çok istersen olur!” lafını ciddiye aldım. Yaşantımın sonraki dönemlerinde bazı şeyleri çok istediğim oldu. Olmamışsa, “Demek ki çok fazla istememişim,” diyordum.

Sinema; zamanı durdurma ve geriye sarma sanatıdır.

Ronin: Efendisi ölmüş samuray

Yılankavi: Dolambaçlı, dolanarak giden.

Müşfik: Şefkatli.

Tansık: İnsan aklının alamayacağı, olağanüstü.

Şakülden inhiraf: Sapma, ayrılma. (Bir mimarlık terimi.)

Mülhem: Birinin içine doğmuş.

Vakayı adiye: Hayatın olağan akışına uygun.

Hatırat: Anılar, andaç.

Ağu: Zehir.

Pharmakos: Antik Yunan’da kıtlığa karşı kurban edilenler.

Pharmakon: Zehir, Panzehir.

Zatopek Koşusu (metafor): Yorulduğu anda arkadaki atleti gözleyip yavaşlayacağına daha şiddetli koşmak.

Velhasıl: Kısaca.

Velhasılıkelam: Kısacası.

Rençber: Çiftçi.

Kahir: Ezici kuvvet.

Avane: Yardakçı.

Yardakçı: Kötü işlerde yardım eden kimse.

Trajedi: Facia.

Fizibilite: Yapılabilirlik, olurluk.

Sahabe: Peygamberi görmüş, ona sahip çıkan kimseler.

Sübye: Mürekkep balığı.

Haslet: Huy, özellik.

Palempsest: Kazınarak birden çok kez kullanılan parşömen.

Çelebi: Görgülü, terbiyeli, olgun kimse.

Haiku: Japon şiir türü.
5-7-5 hece ölçüsüyle yazılan dünyanın en kısa şiirleridir.

Erdem: Liyakat, doğruluk, ruhsal olgunluk.

Liyakat: İşe yaraşırlık durumu, yeterlilik, kifayet.

*

“Futbol; borsada değil, arsada güzel.” – Metin Kurt

“Duvarlar, yoksulların matbaasıdır.” – Galeano

“Dünyada ne kadar fazla kötülük varsa, güzellik yaratmak için de o kadar sebebimiz vardır.” – Tarkovski

“İnsanlık o kadar acı çekti ki, artık insanın acı çekme duygusu köreldi.” – Tarkovski

“Ancak kendini kurtarabildiğinde diğerlerini de kurtarabilirsin.” – Tarkovski

“Zulüm ile abad (şen) olanın akıbeti berbat olur.” – Yunus Emre

“Bir banka kurmakla karşılaştırıldığında bir banka soymak nedir ki.” – Bertolt Brecht

“İyi fotoğrafın gösterdiği şey gösterilmemiş olanı akla getirir.
Buz güneşi, keder trajediyi, tebessüm hazzı, beden aşkı, at koşuyu çağrıştırır.” – Berger

“Donuk sarı kum kıyılara
Ölümü yazmışlar renkli çakıllarla
Kasabanın kırmızı saçlı çocukları
Uyanıp portakal uykularından” – Ergin Günçe / Türkiye Kadar Bir Çiçek

Doktrin: “Hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun, erdem olmayınca elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her işin sonunda utanç ve kötülük vardır.” – Platon