Bazen diyorum ki; ‘’Ne işim var benim burada?’’ Sanki daha ileride, çok daha yükseklerde olmalıymışım gibi geliyor. Halbuki zirveye ulaşmak için alt merdivenler de var, üst merdivenler de… Alt merdivenlerde çekilen acılar, sıkıntılar hepsi bizim için gerekir. Bunu bir sınav olarak düşünmeliyiz. Sabırsızlık yapıp merdivenleri 2’şer, 3’er başlayarak da çıkabilirim. Yahut asansörle kısa yoldan da zirveye ulaşabilirim. Ancak çabuk yapılan bir binanın temellerinin sağlam olamayacağı gibi, zirveye kısa yoldan çıkışın inişi de aynı hızda olacaktır.

Hiçbir büyük merdiveni kimse elleri cebinde çıkmamıştır. Çalışmalı, yorulmalı ender de olsa 2 basamak birden çıkmaya nasıl ki karşı değilsek, ‘’2 ileri 1 geri’’ gibi durumlarda da aynı toleransı göstermeliyiz.

“Zirvede kartallar da bulunur, sürüngenler de. Kimisi oraya uçarak gelmiştir, kimisi de sürünerek. Önemli olan niye geldiğimiz değil, nasıl geldiğimizdir; asıl önemli olan nerede olduğumuz değil, nereden geldiğimizdir.” – Bilinmeyen

Zirve, yükseklik ile karıştırılmamalıdır.

Baba: Bence; eğer bir zirveye çıkacaksam, en başta bu zirveye neden çıkmak gerektiğini, bu zirvenin ne olduğunu, zirvede bana yer olup olmadığını, buraya çıkabilmek için hangi basamaklardan çıkmam gerektiğini, ilk basamaktan önce zeminde olmam gerektiğini, zirvede tutunabileceğimi ve bunun için çok çaba harcamam gerektiğini, yükseklerdeki zirveye çıkmanın, yüksekliğiyle orantılı, zorluğuyla değerli olabileceğini bilmem gerektiğidir. İnsanın, zirveye ulaştırabilecek, kartal gibi kanat, sürüngenler gibi yapışkan ayaklar, teknolojinin asansörünün işe yaramayacağının da bilincinde olmalıyım. Zirvenin, zirveyi hakkedenlerin yeri olduğunun da bilicinde olmalıyım. Yükseklerden düşüşün de korkunç olacağının bilincindeyim.

Özlü sözde geçen canlıların, zirveye ulaşma amaçları yoktur. Korunma güdüsüyle bunu yaptığı bellidir.

Yaşamın Renklerini Koruyalım Mart 2004 haz®etiDoktrin: “Dünyada barışı sağlamak isterseniz, halklar anlaşır. Politikacıları öldürün yeter.” – Bernard Shaw