İnsan gözü her şeyi görür, yalnızca kendini göremez. Gerçek nedir? Beyindeki elektrik sinyallerinin vücuda ve duyulara dağılımı, duyuların tüm dünyadan topladığı hislerin yine elektrik akımı olarak beyne iletilmesi eylemi. Sinirler bir mesajı 400 km. hızla taşıyor. Vücutta öyle büyük bir elektrik akımı var ki 120 voltluk bir elektrik ampulünü yakabilecek kadar. Güçsüz insan her şeyi olduğu gibi bunu da kullanmayı bilmiyor.

Biz sadece yiyoruz. Geri kalan tüm fonksiyonları vücut kendisi hallediyor. Atmosfer basıncı vücudumuzun iç basıncından fazla olsaydı nefes alamazdık. Ne müthiş makine insan…

Ve insan bu hayatta her şeye hazır. Hatta ölüme bile!

“Sen ne için hazırsan o da senin için hazır.” – Albert Einstein

Baba: İnsan gözü görür. Ancak; kendi, kendisini göremez. Örneklerinde kendi varlığını göremez, fakat algılar.

Beyin duyularını elektrik akımına benzeyen bir biyolojik akımla duyumlar. Bilinç, ayırır. İnsan vücudunda öylesine büyük bir enerji vardır ki; biz bunu, elektrik, atom tepkimesi veya daha birçok enerji birimlerine ayırabilseydik; bir insan bedeninin açığa çıkardığı enerji ile bir ülkenin birkaç yıllık elektrik gereksinmesini karşılayabilirdik. Enerji; enerjinin sakınımı yasasıyla, kaybolan enerjisini hesaba katsak bile, bir enerji başka bir enerjiye (maddeye) dönüştürülürken, kendisinden daha fazla enerji tüketir. İşte insan bedeni de yiyecek adında alınan bu maddeleri, kendine has enerjiye dönüştürürken enerji de harcar. Biz bunları bilmesek de bu böyledir.

İnsan yaşamı boyunca, farkına varsa da, varmasa da ölümle birlikte yaşar. Çünkü ölüm, yaşamla birlikte vardır. Ve gerçek ölüm yoktur; madde farklılaşması vardır. Kısacası; canlı, ölümüyle birlikte yaşar.

Yaşamın Renklerini Koruyalım Mart 2004 haz®etiDoktrin: “Gerçeği kucaklamak sahte bir mutluluktan daha iyi değil midir?” – Richard Dawkins