Yeşil çay… Otsu notalar. Misket limonu. Çok ekşi bergamot. Mandalina kabuğu. Acı yasemin. Koku açılışta bana Hermès – Concentré d’Orange Verte’i hatırlattı. Gene de sıradan, çok sürpriz yapmayan bir koku. Vert/verte’lerin tarzı da zaten böyle. Fazla bir şey beklemek hayalkırıklığı yaratır. Yorumladığım kokunun kolonyasını da aldım. Önümüzdeki günlerde onu da yayınlayacağım.
Orta notalara gelindiğinde yeşil biber gelmeye başladı. Kekik, ıtır kokuları. Parfüm biraz kurumaya başladı. Kabe samanının kuru samanlı kokusu. Parfüm daha ortalarda o kadar hafifledi ki en çok puanı buradan kıracak gibiyim. Odunsulardan aldıklarım: Sedir ağacının kabuğu. Belki biraz da yumuşak, ıslak sandal ağacı.
Sonlara gelindiğinde kalıcılık yerlerde sürünüyor. Fark edilirlik zaten ölmüş. Kabe samanı ve misket limonu kabuğundan başka koku almam güç. Gene de deniyorum. Yeşil çaya katılmış çok az bir vanilya. Çok hafif çiçekler var diplerde…
Pozitif:
1) Yeşil notalarla bezeli bu pozitif parfümle kendinizi sağlıklı hissedebilirsiniz.
Negatif:
1) Jean-Claude Ellena’dan daha kaliteli bir iş çıkarmasını beklerdim.
2) Koku bir kolonya gibi dümdüz ilerliyor.
3) Kalıcılık alt, fark edilirlik dip seviye.
Notalar:
Üst: Bergamot, Kişniş, Portakal çiçeği, Biber.
Kalp: Yasemin, Kakule, Gül.
Baz: Yeşil çay.
Tip: Narenciye, Taze, Yeşil, Baharatlı.
Cinsi: Unisex
Üretim: Yeni Formül
Çıkış Yılı: 1996Koku rengi: Yeşil
Referans: Yeşil Limon
Konsantrasyon: Eau de Toilette
Parfümör: Jean-Claude Ellena
Doktrin: “En yüksek teklife karşı koyma meziyeti pek az insanda vardır.” – George Washington
Related posts
1 Comment
Bir Cevap YazınCevabı iptal et
Kategoriler
- ★ sinek ilacı (29)
- ★★ kötü (99)
- ★★★ güzel (111)
- ★★★★ önerilen (77)
- ★★★★★ şaheser (26)
- didaktik (29)
- english (8)
- eylencelik (23)
- film (1)
- hayat kanunları (19)
- hikaye (149)
- kitap (156)
- kokucuk dosyası (50)
- korona günlükleri (4)
- Parfüm (383)
- röportaj (3)
- tefrika (19)
İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.
“Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda, kapının önünden geçen başka insanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. İçlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içerdekileri, duvarda gördüklerinin zâhiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır.” platon