OLYMPUS DIGITAL CAMERA
Meyveyi çürüten böcek gibi hayatımızı karartan virüs ve
boğazlanan bir çocuğun kanı gibi akıp giden yıllarımız…

*

26 Mart’ta taslakta kalan yazıma göz attım.
Gerçekleşenleri yeşil,
kısmi gerçekleşenleri turuncu
ve gerçekleşmeyenleri de kırmızı yaptım.

*

Bu yazı mizah amaçlı yazılmıştır…

TAHMİNLER
Düşen Sektörler
Öğretmenlik (ne yazık ki)
Günlük işler
Spor
Kulüp, Bar, Pavyon ve Kafeler
Avm’ler
Sağlıksız yiyecek ve içecekler

Yükselen Sektörler
Gıda, tarım ve hayvancılık
Tıp
Lojistik
Online (günlük) yemek ve ürün teslimat siteleri

*

KEHANETLER
1. Sokağa çıkma yasağı ilan edilecek

2. Genel af çıkacak

3. Fetö’den kovulan doktorlar geri çağrılacak

4. Silah sektörü dibe vuracak

5. Petrol dibe vuracak

6. 2020 olimpiyatları 2022’ye ertelenecek

7. Araç fiyatları düşecek

8. Oteller hastane ya da karantina mekanı olarak kullanılacak

9. Ekonomi %30-60 arası daralmaya girecek

10. Trafikte “DR” plakalı araçlara saygı duyulacak

11. Akşam 21.00’de polis, kamu ve bankacılık gibi sektörler de alkışlanacak

12. İşe alımlarda “portör” yerine “corona temiz” belgesi istenecek

13. Dolar ve altın yükselecek

14. Sterlin düşecek

15. İnsanlar önce yağma yapacak,
ama sonra acıma duygusu baskın gelecek ve dayanışma başlayacak
Biz, insan türünün yok olmasını kabullenemeyiz

16. Tekstil fabrikaları giysi üretimini bırakıp maske ve önlük işine girecek

17. Bazı doktorlar hastalarını uzaktan muayene edecek

18. Sağlıkçılara ikramiye ve maaş zammı gelecek

19. Koronavirüs teşhisi dışında hastane ziyaretleri %80 azalacak (korkudan)

20. Yağmaya karşı ordu, polise yardım için sokaklara inecek

21. Polis ve sağlık görevlileri araçları durdurup ateş ölçümü yapacak

22. Virüs, ülke yöneticilerine ve siyasetçilere de bulaşacak

23. Birçok kamu çalışanı evinden çalışmaya geçecek

24. Khk ve başka şeylerden ihraç edilen sağlık çalışanları geri çağrılacak

25. Asgari ücret, maaşlar ve günlük yevmiye ücretleri azalacak

26. İşten çıkarmalar başlayacak

27. Sağlık sektörü, sivil toplum kuruluşları ve gönüllü insanlardan yardım istenecek

28. Siyasiler, meclis görüşmelerini maskeyle yapacak

29. Turizm sektörü çökecek

30. Kalabalık yaratan her şey yasaklanacak. Israrlar, gaz bombaları ile tanışacak

31. Hükümet para basacak. Enflasyon yükselecek

32. Çin’in Wuhan kentinde biten salgın, ülkenin diğer kesimlerine de sıçrayacak

33. Fuhuş patlayacak

34. Kaçak ürünlerin satışı tavan yapacak

35. Kayıt dışı ekonomi artacak

36. Bazı bölgelerde maske kullanımı zorunlu hale gelecek

37. Okulu bitirmemiş tıp öğrencileri bile hastanelere alınacak

38. Gönüllü insanlar çağrılacak

39. Tv’de bazı programlar maskeyle sunulacak

40. Reis, bir süre sadece görüntülü görüşecek

*

Ben İçeri Düştüğümden Beri
Ben içeri düştüğümden beri, güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ona sorarsanız: “Lafı bile edilmez, mikroskobik bir zaman.”
Bana sorarsanız: “On senesi ömrümün.”

Bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene.
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi.
Ona sorarsanız: “Bütün bir hayat.”
Bana sorarsanız: “Adam sen de, bir iki hafta.”

Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman.
Sonra kapandı resmen o fasıl, şimdi üçüncüden bahsediyor Amerikan doları.

Fakat gün ışıdı her şeye rağmen, ben içeri düştüğümden beri.
Ve “Karanlığın kenarından onlar ağır ellerini toprağa basıp doğruldular.” yarı yarıya.

Ben içeri düştüğümden beri, güneşin etrafında on kere döndü dünya.

Nazım Hikmet
untitled - Imgur (1)
Karantina: hastalığı inhibe eden sağlık yöntemi.
Eskiden ticaretin kalbi Venedik’e gelen gemiler 40 gün denizde bekletilirdi.
İtalyanca quaranta, 40 demektir.
İzmir Urla’da Karantina Adası bulunmaktadır.
Mübadele (değiş-tokuş) yıllarında Yunanistan’dan gelen Türkler
burada karantinaya alınmıştır.

*

Karantina demişken, af kapsamında Alaattin Çakıcı reis mahpustan çıkınca
Peker reis de Erasmus Programı kapsamında yurt dışına gönderildi.
Eskiden denize kıyısı olan kentlerde yaşayan insanlar,
korsan korkusundan ışıklarını açmazlardı.
Birkaç ay öncesine kadar mafyadan korkan insanlar da sokağa çıkamazlardı.
Abi şimdi hiç kimse çıkamaz oldu. Herkeste bi korku, bi panik!
Siyasetçiler, ünlüler, mafyalar, gece alemi gediklileri…
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. En büyük mafya Korona Reis’tir.
Korkumdan adını bile büyük harfle yazıyorum.
Selam CCC Reyis Kor Ona…

*

Evde kaldıkça karı-kocaların da arası açılmaya başladı.
Bizim mahallede Oya Bilir ve Kaya Bilir aylesi boşanmanın eşiğine geldi.

*

Uyduruk yayınlarla halkı oyalayan ve
virüsten önce reklam dahi alamayan kanallara da gün doğdu.
Artık bol haber malzemesi var: Korona…

*

İyileşmek için çamaşır suyu içenlerin haberlerinden,
Yeşilçam’dan etkilenen koronalının hastane penceresinden çarşafları birleştirerek atlaması haberine kadar çeşit çeşit magazin haberleri.

Peki şu habere ne demeli:
Gaspetmeye Bindiği Araçta Taksimetre Ücretine İtiraz Etti
Gerçekten de başka ülkede yaşayamayız.
Taksicinin “Abi sen zaten beni soymak için bindin,” demesi üzerine
durumu hatırlayan gaspçı teşekkür ederek araçtan ayrıldı.

Havalar da ısındı ama bunlarda IQ’lar oda sıcaklığında.

*

Bilim Kurulu Üyeleri ve doktorlar ekranlarda,
Mikrobiyoloji (mikrop bilimi) ve farmakoloji (ilaç bilimi)
uzmanlarını da görmemiz isabetli,
Peki abi bunlar ne:
Hakan Bayrakçı, Sonar Araştırma Şirketinin Sahibi.
Bu şirket, pazar araştırmaları ve seçim anketleri düzenleyen bir kurum.
Bunun virüsle, pandemiyle ne ilgisi var?
Yani bunlara mikrofon uzatıyorlar; bu arkadaşlar da demiyor ki,
“Benim uzmanlığım değil, ben konuşamam.”
Mete Yarar, emekli subay, güvenlik danışmanı.
Bu arkadaş da her gece ekranda boş boş konuşuyor.
Çok milat değil, birkaç ay önce PKK mücadelesinde ahkam kesiyordu;
şimdi de vürüs kalaşnikof kullanırsa bu arkadaş mı bize akıl verecek?
Yani kültür mantarı bile bunlardan kültürlüdür.

Hani bir fıkra var ya:
Bir ülkede kral karar almış ve
“Bundan sonra ülkede kim ne suç işlerse kısas uygulanacak.”
Yani aynı şekilde ceza alacak.
Ertesi gün iki büyük suç işlenir.
Bir adam öldürme, bir de tecavüz.
İki suçluyu cellat arabaya bindirir ve halk meydanına infaz için yola koyulurlar.
İki adamın da birbirine biraz benzediği gözden kaçmaz.
Tecavüz sanığı adam cellada sürekli şöyle der:
– Aman kardeş kurban olayım karıştırmayasın. Onu öldüreceksiniz, beni s*keceksiniz.
O ölüp gidecek, ama ben güzel güzel s*kilecem… : )

Bunlar da bizi güzel güzel…

*

Her gece ekranlara çıkan doktorları eltimiz ve görümcemizden daha çok görür olduk.
İyi artık el yıkamalar bitti. Peki neler kaldı:
“Doktor bey, ekmeyi tüpte kızartmadan yedik, bişey olur mu?”
“Asansör kapısını uçarak döner tekmeyle açsak olur mu?”
Milletin kafayı aşureye çevirdiler:
“Meyveleri tinerle mi yıkamak lazım?”
“Hocam, çocuk yüzüme hapşırdı Korona bulaşır mı?”
“Evde kardeşim yüzüme avuçla osuruk attı, vürüs bulaşır mı?”
aa
Doktrin: “Bu hastalığa karşı elimizde güçlü bir koz var: yakalanmamak!” – Fahrettin Koca