Bal-kaymağın üstüne dökülmüş sümbülteber parçaları. Vetiverin ıslak samansı kokusu alttan hafif esiyor. Sümbül yoğun ve boğucudur, sümbülteber ise çiçeksi baskıyı daha da fazla kurar. Carnal Flower böylesi elementi hiç rahatsız etmeyecek şekilde parfüme işlemiş. 10. dakikada süt buharı kokuyor. Kıyılmış buğday çimi. Koku tatlı açıldıktan sonra beklenmedik şekilde acılaşarak üst notalardan çıktı.

Orta notalara gelindiğinde kırmızı biber. 🙂 Jagler’in yarısı kadar erkeksi paçuli beni şaşırtıyor. Ylang ylang çiçeği. Yasemin ve meşe yosunu. Parfüm beklenmedik şekilde erkeksileşti, yıprandı ve eskidi. Henüz cinsiyetine bakmadım ama, olasılıkla unisex tasarlamışlar.

Sonlara gelindiğinde oldukça zayıfladı. Beyaz misk ve samanla son buluyor. Açılışı gibi gitse 5* kapmıştı.

Fakat şunu da eklemek gerekir: Harmanı güzel. Onun kadar rahatsız etmeyen kadın parfümüyle az tanıştım. Diğerleri gibi çiçeklerle kullanıcısını boğmamış.

Benzerlikler üzerine;
Creed – Tubereuse Indiana (Vintage): Tubereuse Indiana başından sonuna çok az değişiklik göstermişti. Carnal Flower nispeten daha belirgin nüanslara sahip. Fakat Tubereuse Indiana kalıcılığını uzun süre korurken, Carnal Flower’ın çabuk etki yitiren yanları onu tutarsız kılıyor.Pozitif:
1) Mükemmel açılışıyla mor bulutlara doğru yükselirsiniz.
2) Hem çiçek kullan, hem baygın ve boğucu olma; Frédéric Malle tatlı parfüm dersinde.

Negatif:
1) Frédéric Malle hem pahalı, hem kötü kalıcılık.
2) Sonları var ile yok arası; ayrıca bitişe doğru karmaşık ve kaliteli yapı kayboluyor.
Notalar:
Üst: Sümbülteber, Bergamot, Okaliptüs, Hindistan Cevizi, Kavun, Portakal çiçeği. (ck: sümbülteber, süt, vetiver, yeşil otlar)
Kalp: Ylang ylang, Yasemin. (ck: Ylang Ylang, kırmızı biber, yasemin, paçuli, meşe yosunu)
Baz: Misk. (ck: beyaz misk, saman)
Tip: Yeşil, Çiçeksi, Pudralı, Tatlı, Odunsu.
Cinsi: Unisex
Üretim: Yeni Formül
Çıkış Yılı: 2005
Koku rengi: Mor
Referans: Kremsi Sümbül
Konsantrasyon: Eau de Toilette
Parfümör: Dominique Ropion

Doktrin: “İnsan tabii ki istediğini yapabilir ama istediğini isteyemez.” – Arthur Schopenhauer