Erimiş beyaz naylonu andıran yapısıyla yoğun tütsü. Beşinci dakikadan sonra rengi kahverengiye dönüştü. Harika bir manolya kokusuyla kaplanmış öd ağacı.
Orta notalara gelindiğinde tatlı çiçeksiler ortaya çıktı. Kurumuş şeftaliyi andıran, şeftali çiçeğine benzeyen kokular. Beyaz bal kokusu.
Sonlara gelindiğinde harika bir misk tarçın ve deri. Koku giderek güzelleşiyor. Seksi tükürük gibi kokuyor. Tatlı kösele.Pozitif:
1) Az değişiklik gösteren yapısına rağmen sadeliği ve kullanımı zevk veren yanları…
Negatif:
1) Koku çok hafif. Üstelik bu bir Extrait de Parfum.Notalar:
Üst: Öd ağacı. (ck: tütsü, manolya, öd ağacı)
Kalp: Gül, Amber. (ck: şeftali, beyaz bal)
Baz: Tütsü. (ck: misk, tarçın, deri)
Tip: Oryantal, Baharatlı, Çiçeksi, Tatlı, Odunsu, Dumansı.
Cinsi: Unisex. %50 Maskülen – %50 Feminen
Üretim: Yeni Formül
Çıkış Yılı: 2011
Koku rengi: Kahverengi
Referans: Tatlı Kösele
Konsantrasyon: Extrait de Parfum
Parfümör: James Heeley
Doktrin: “Kadınlar, herhangi bir konuda dikkate değer bir yeteneğe sahip olabilirler fakat bir dahi olamazlar.” – Arthur Schopenhauer
Related posts
1 Comment
Adsız için bir cevap yazınCevabı iptal et
Kategoriler
- ★ sinek ilacı (29)
- ★★ kötü (99)
- ★★★ güzel (111)
- ★★★★ önerilen (77)
- ★★★★★ şaheser (26)
- didaktik (29)
- english (8)
- eylencelik (23)
- film (1)
- hayat kanunları (19)
- hikaye (149)
- kitap (156)
- kokucuk dosyası (50)
- korona günlükleri (4)
- Parfüm (383)
- röportaj (3)
- tefrika (19)
Nazım Hikmet'in büyük aşkı olarak bilinen Piraye'yi Nazım Hikmet çok kez yarı yolda bırakmış aslında. Hatta artık Piraye terk etmeyeceğinden emin olduğunda onu terk edip Münevver ile evlenmiş.
Bir gönülde iki sevda olamaz
yalan
olabilir.
Şehrinde soğuk yağmurların
gece otel odasında sırtüstü yatıyorum
gözlerim tavana dikili
bulutlar geçiyor tavandan
ıslak asfaltı geçen kamyonlar gibi ağır
ve sağda uzakta
ak bir yapı
yüz katlı belki
tepesinde altın iğne parlıyor.
Bulutlar geçiyor tavandan
karpuz kayıkları gibi güneş yüklü bulutlar
Oturmuşum cumbaya
yüzüme suların ışığı düşüyor
bir ırmak kıyısında mıyım
bir deniz kıyısında mı?
O tepsideki ne
o güllü tepsideki
yer çileği mi kara dut mu?
Fulya tarlasında mıyım
karlı kayın ormanın da mı?
Gülüp ağlıyor sevdiğim kadınlar
iki dilde