31.01.2016 Ralph Lauren – Polo Blue
30.01.2016 L’Artisan Parfumeur – Coeur de Vétiver Sacré
29.01.2016 Amouage – Jubilation XXV
28.01.2016 —–
27.01.2016 —–
26.01.2016 —–
25.01.2016 —–
24.01.2016 Penhaligon’s – Malabah
23.01.2016 —–
22.01.2016 —–
21.01.2016 Annick Goutal – Petite Chérie
20.01.2016 By Kilian – Intoxicated
19.01.2016 L’Artisan Parfumeur – Coeur de Vétiver Sacré
18.01.2016 Escentric Molecules – Molecule 02
17.01.2016 Escentric Molecules – Molecule 02
16.01.2016 —–
15.01.2016 —–
14.01.2016 —–
13.01.2016 —–
12.01.2016 Montale – Deep Rose
11.01.2016 —–
10.01.2016 Neil Morris – Rose Tattoo
09.01.2016 —–
08.01.2016 Amouage – Opus VII
07.01.2016 —–
06.01.2016 —–
05.01.2016 Narciso Rodriguez – For Him
04.01.2016 Annick Goutal – Vétiver
03.01.2016 —–
02.01.2016 —–
01.01.2016 Creed – Millesime Imperial
Related posts
3 Comments
Bir Cevap YazınCevabı iptal et
Kategoriler
- ★ sinek ilacı (29)
- ★★ kötü (99)
- ★★★ güzel (111)
- ★★★★ önerilen (77)
- ★★★★★ şaheser (26)
- didaktik (26)
- eylencelik (23)
- film (1)
- hayat kanunları (19)
- hikaye (148)
- kitap (155)
- kokucuk dosyası (50)
- korona günlükleri (4)
- Parfüm (383)
- röportaj (3)
- tefrika (19)
Mükemmel bir şarkı. İnsana enerji katıyor, tıpkı Anosmi gibi.
İnsanın paylaştığı şeylerdedir renk…
Yeni yılımız anosmi'li olsun.
"Uyanıyoruz, gün ışığının o dingin, bakir saltanatı; bir anne soluğu gibi ta içimize işleyen bir mavi serinlik… Sesler, nesneler, kokular… Bizimle birlikte usul usul uyanan bir müthiş yalnızlık. Birden birgün açıklanamaz biçimde yaşadığımızı duyumsuyoruz. Musluktan akan su, camlarda şakıyan gökyüzü, uzandığımız kapıkolu, bir bayram gibi dört yanımızdan akan çarşılar, ağaçların düğünü rüzgarda olanca görkemiyle kendini bir kez daha bize sunan doğa… Bütün bunların varolması, bizim onları görmemiz, onlarla kendi varlığımızı duymamız, bizi vareden, yaşamı sevdiren bu görkemin derinden derine ölümü duyurması, bu şenliğin bizden sonra da süreceğini bilmemiz, tüm bunlara karşın derin bir tutkuyla yaşamakta ayak dirememiz… Düşündün mü hiç, tuhaf değil mi sence de?"
Şükrü Erbaş