Mükemmel bir tütsü yaktı burnumu. Açılışındaki tütsüyü; iyi tütsü kullanımına hayran kaldığım Dior La Collection Privée – Oud Ispahan ile kıyasladığımda; Ispahan’ın tütsü kullanırken “yanık naylon” benzeri itici kokularla başının belada olduğunu görüyorum. Babası ciddi bir viski şirketi sahibi iken kendisi ayrılarak bu işi yapan By Kilian ise, viskideki isli kokuda uzmanlaştığından olsa gerek, parfüme de o gri-siyah dumanları adeta nakış gibi işlemiş! Neler var içinde zihnimizden okuyarak bir bulmaya çalışalım: Odunsulardan buruk bir öd ağacı ve iğneli çam… Paçuli… Ne çiçek ne meyve… Belki biraz deri… Kahve telvesi… Küflü tütün… Kuru otlar da var ama onları ortalarda anlatayım. Kakule… Karabiber… Limon… Hayatımın parfümlerinden By Kilian – Cruel Intentions’da kullanılan hayvansı Castoreum (kunduz yağı) sanırım burada da kullanılmış. Çürük saman kokusunu veren vetiver kokusu geldi. Gerçek anlamda notalarından “saman” ibaresi geçen Comme des Garçons – Original’i hatırlıyorum. Bunda saman olmadığına eminim, yalnızca andırıyor. Ama vetiver kullanmışlar. Açılış bende böyle oldu.

Orta notalara gelindiğinde tozlu paçuli idrarı andıran tarzıyla gene ortaya çıktı. Şu denli paçuli kullanımını bir türlü sevemedim. Parfümün kafamdaki notu bir yukarı bir aşağı geziyor. Açılışta hafif hafif kendini gösteren biberi “ortalarda yazarım” diye es geçmiştim. Şu anda daha net alıyorum. Ancak onu karabiber diye nitelendirebilirdim. Pembesinden ayırmam zor olurdu. Sedir ağacına baltayı ilk vurduğunuzda ağacın yaralı gövdesi kadar özgün kokuyor. Ardından odunlar da yükselmeye başladı. Daha çok karanlık odunlar bunlar. Yani beyaz ahşap ya da gaiac benzeri yumuşak elementleri aramayın! Chanel – Sycomore’daki küflü çınar kokusuna kabe samanı karıştırmışlar gibi… Balkondaki fesleğenler üstünde gezinen parmaklarımızı “saksı toprağındaki küçük bir karıncaya el sallar gibi” bu kez kekik yaprakları üzerinde titrettiğimizde avuç içinde biriken havayı yüzümüze götürünce burnumuza vuran o ferah tat. Son olarak biraz da nane ile kalp notası bende son buluyor. Son olarak opoponax reçinesi var mı? Varsa da yoksa da son notada karşımıza çıkabilir mi? En azından benim için. ^^

Sonlara gelindiğinde eski tip bir deri montun üstüne serpilen kimyon kokusu. Yağmur yemiş yüksek ağaçtan düşen kozalak kokusu. Pelesenkin o reçineli tadı. Çam ağacının iğneli yaprağını çiğnediğimizde ağzımızda bıraktığı mayhoş tat. Tütsü sonlarda da bırakmıyor. Aslında parfüm başından sonuna kadar onun isteğiyle ilerliyor. O ne diyorsa o oluyor. Amberi az andıran hafif tatlılık var dipte. O kadar zorlandım ki tam alamadım… Emin de olamadım.

Şişeden Koklayan Dostların Burunlarından:
Hülya: Tarçın gibi kokuyor. Ağaç kokusu alıyorum.
Birsen: Çiçek kokuları sanki böyle… Pembe gül kokusu. Biraz unisex bir koku.
Sabri: Meyveli gibi kokuyor ve oldukça hafif.
Uğur: Of süper! Felaket güzel! Ben direkt alkol kokusu aldım. Bence tanıdık bir koku fakat içindekileri çıkaramadım.
Arda: Tanıdık geliyor ama ne olduğunu çıkartamadım. Pek beğenmedim. Belki biraz çiçeksi.
Saniye: Çok şekerli bu, kesinlikle tarçın var içinde. Ya sandal ağacı ya sedir gibi odunsu bir koku var çok alttan gelen. Başka bir şey çıkaramadım.Pozitif:
1) Muhteşem öd, muhteşem tütsü deneyimi. Incense Oud, dengeli harmanın nasıl yapılması gerektiğini bize öğretiyor.
2) Bunca karışık notanın tamamını gerçekçi verebilmek büyük başarı göstergesi.

Negatif:
1) Parfümün bence en zor yanı sürekli dumansı oluşu. Herkes her zaman böyle dolaşmak istemeyebilir.Notalar:
Üst: Sardunya, Kakule, Pembe biber, Gül.
Kalp: Paçuli, Virjinya sediri, Papirüs, Methyl pamplemousse.
Baz: Misk, Fransız labdanum reçinesi, Sandal ağacı, Meşe yosunu, Tütsü, Öd ağacı.
Tip: Dumansı, Çiçeksi, Hayvansal, Odunsu.
Cinsi: Unisex
Üretim: Yeni Formül
Çıkış Yılı: 2011
Koku rengi: Kül
Referans: Yanık İs
Konsantrasyon: Eau de Parfum
Parfümör: Sidonie Lancesseur

Doktrin: “Bize göre başka türlü yaşamak salaklıktı. Bize göre b*ktan işlerde çalışıp maaşa talim eden, metroya binip faturalar için endişelenen örnek vatandaşlar yaşamıyorlardı. Onlar salaktı, korkaklardı. Bir şey istediğimizde, gidip alırdık.” – Goodfellas