Bir yaşıma daha girdim! Karabibersi gülü de ilk defa kokluyorum. Sedir ağacının gövdesini bıçakla kazıyın, kahverengi kabuğu sıyrılsın, altındaki süt rengi beyaz gövdeye ulaşarak ağacı yaralayın… Oradan akan, en içten gelen, ağacın özü olan canlı kısım, o süt gibi nemli ıslaklığı biliyorsunuz… Onun gül koktuğunu düşünün; işte öyle kokuyor.
Orta notalara gelindiğinde yeni terlemiş koltuk altı kokusu… Çam yaprakları üstünde film tabaka oluşturmuş ağaç tozu. Artık gül kokusu bize hiç görünmezken yerini kuru ve soğuk bir paçuliye bırakıyor. Parfüm artık hafif alttan gelen meşe yosunuyla adeta bir fougère gibi davranıyor.
Sonlara gelindiğinde orta notalardaki kokulara lavanta ve kekik de eklendi. Hiç göründüğü gibi değil, tamamen bir ters köşe parfümü. Sıcak renkler kullanılan parfüm sıvıları şekerli olur, bu hiç değil. İsminde gül olan kokular genelde öyle olurlar; bu pek değil. Şişedeki sıvı, rengiyle bize, güllü-tarçınlı ve hatta safran içeren sıcak bir kokuyu çağrıştırıyor. Oysa karşımıza, paçuli ve meşe yosunu içeren serin ve soğuk bir fougère çıkıyor…
Pozitif:
1) Açılışı oldukça güzel ve feminen. Fakat bu ancak birkaç dakika sürüyor.
Negatif:
1) Parfüm ters köşe yapıyor: Kapı zilini Bülent Ersoy çalıyor, açınca boynuma Zerrin Özer atlıyor.
Notalar:
Üst: Pembe biber, Kişniş, Karabiber;. (ck: karabiber, gül, sedir)
Kalp: Gül. (ck: iğneli çam, paçuli, meşe yosunu)
Baz: Vetiver, Civet kedisi. (ck: lavanta, kekik)
Tip: Yeşil, Güllü, Hafif Baharatlı, Aromatik, Fougère.
Cinsi: Unisex. %80 Maskülen – %20 Feminen
Üretim: Yeni Formül
Çıkış Yılı: 2000
Koku rengi: Yeşil Kahverengi
Referans: Güllü Sedir
Konsantrasyon: Eau de Toilette
Parfümör: Jean-Claude Ellena
Doktrin: “Eğer aşktan bahsediyorsanız, kısık sesle konuşun.” – William Shakespeare
Beklediğime değdi, güzel cümleler.çok etkileyici. Sonun belirsizliği bile güzel
Beklediğim bir hikayenin mükemmel bir anlatım ile sonuçlanması insana keyif veriyor. Diğer hikayelerden farklı. Cümlelerin dinginliği, anlatımın sakinliği, uzun kurulan cümleler bile olsa yormaması ve anlam karışıklığı bulunmaması, üzerinde ne kadar çalışıldığının bir göstergesi. Anosmi, sen gerçekten eşsiz bir insansın. Ellerine sağlık.
Bazen yağmur öyle belirsiz yağar ki ıslatmıyor sanırsın oysa için dışın sırılsıklam olur, anlamazsın…
Göğe çeviriyorum yüzümü,gördüğüm her halin bir anısı var. Kapatıyorum gözlerimi, kimsenin olmadığı bir odada başa sarıyorum güzel günleri. Tanışma, sımsıkı sarılma, gün sayma… Hepsi mükemmel anılar.
o'nlu kendimi hatirlamak sonsuz karanliga mahkum edilip gunesi hayal etmek gibi. zift gibi karanlik, yasam denilen sey ise sahte oyun dongusunden farksız, hepsi birbirini kovalayan ayni zamanlar kumesi… bunlara tezat ona gitmek en az bu duygular kadar elleri bagli bi kurban gibi tipki… gidememek keza gene oyle. bi seye yeltenmenin mantigi bazen hic o seye yeltenmemeye galip gelebiliyor. gene de umarsizca hayatın getireceklerini beklemek en güzel teselli, bir nevi bahane bizlere gore. asla o'nlu guneslerimi bana getiremeyecek oldugunu bile bile gene de guzel beklemek, zamanin akıp gitmesini… onun cocuklugu kulagimda ses degil, beynimde bi goruntu benim… ben onun cocuklugundayim su an. simdi onu tanidigim zamanları degil, onu tanimadigim zamanlari lazim bana cunku; onu yeniden sevmek icin. onun cocuklugundaki o mimikleri, o muzurluklari hepsi gorselimde. yeniden yasatmak icin simdi o'ndan cok onun cocuklugunun hayallerini seviyorum. manevi olarak da sevilmez mi ki bi insan!?
"yani sen elmayi seviyorsun diye elmanin da seni sevmesi sart mi!?"
"sende ben imkansızligi seviyorum, fakat asla ümitsizliği değil!?" -N. Hikmet
yureginize ve hayallerinize saglik.
Sanırım bütün okurlarınız filozof, şair veya ünlü bir düşünür 🙂 hikayeyi okuyup tadını çıkarmayı denediniz mi hiç? Yoksa her konu da bir fikri olan çok bilen insanlar mısınız?
Herkes aşık