Yumuşak, kadife bir açılış. Şu an gerçek anlamda fındığın kokusunu almak zor; fındık kokusunu parfüme koymak da öyle! Daha çok olmamış taze fındığın taç bölümünün yeşil yaprakları gibi kokuyor.
Orta notalara gelindiğinde sandal ağacı öyle güzel ki! Bahçede yağmur yemiş sallanan tahta ahşap sandalyenin üstünde tüten su buharı gibi kokuyor. Şu dakikalarda beyaz balı andırıyor. Vanilya, normalde bilinen iç bunaltıcı halinden çok uzak.
Sonlara gelindiğinde koku bana Calvin Klein – Obsession For Men’i hatırlattı. Yalnız Obsession bu parfüme göre çok hoş ve karmaşık baharatlarla bezeliydi. Molinard – Musc ise yalın bir koku. Fakat notalarda ne yazılıysa onları alıyorsunuz. Misk ve hayvansallık yumuşak da olsa hissediliyor. Beyaz değil belki ama gri misk geyiği kullanılmış. Koku çok sürpriz yapmıyor. İsminde yalnızca Musc’i görünce ağır ve aşırı hayvansal olan Parfum d’Empire – Musc Tonkin gibi bir şey bekledim. Fakat Musc Tonkin gibi zehir acı bir hayvansallık ve itici bir yanı yok.
Pozitif:
1) Çok güzel, temiz bir misk kokusu.
2) Elementler çok net ve çarpıcı. Molinard işin hakkını veriyor.

Negatif:
1) Notalardaki elementlerin azlığı onu yalın bir koku yapıyor. Evet! Ama bir süre sonra sıkıcı olabilir.
Notalar:
Üst: Fındık.
Kalp: Sandal ağacı, Vanilya.
Baz: Misk, Molinard (element/yeni biçilmiş saman, bakla kokusu).
Tip: Hayvansı, Oryantal, Pudralı, Odunsu.
Cinsi: Unisex
Üretim: Yeni Formül
Çıkış Yılı: 1995


1) Çok güzel, temiz bir misk kokusu.
2) Elementler çok net ve çarpıcı. Molinard işin hakkını veriyor.

Negatif:
1) Notalardaki elementlerin azlığı onu yalın bir koku yapıyor. Evet! Ama bir süre sonra sıkıcı olabilir.

Üst: Fındık.
Kalp: Sandal ağacı, Vanilya.
Baz: Misk, Molinard (element/yeni biçilmiş saman, bakla kokusu).
Tip: Hayvansı, Oryantal, Pudralı, Odunsu.
Cinsi: Unisex
Üretim: Yeni Formül
Çıkış Yılı: 1995

Koku rengi: Açık Gri
Referans: Tatlı Fındık
Konsantrasyon: Eau de Toilette
Parfümör: Molinard
Doktrin: “İstediğiniz şeye sahipseniz zenginsiniz, onsuz yapabiliyorsanız daha da zenginsiniz.” – John Dryberd
Related posts
2 Comments
Bir Cevap YazınCevabı iptal et
Kategoriler
- ★ sinek ilacı (29)
- ★★ kötü (99)
- ★★★ güzel (111)
- ★★★★ önerilen (77)
- ★★★★★ şaheser (26)
- didaktik (27)
- eylencelik (23)
- film (1)
- hayat kanunları (19)
- hikaye (148)
- kitap (155)
- kokucuk dosyası (50)
- korona günlükleri (4)
- Parfüm (383)
- röportaj (3)
- tefrika (19)
Molinard Musc'ın ilk andan itibaren verdiği otantik ve keyifli kokusu kesinlikle denemeye değer!.. İlk kokladığımda bana sanki biraz anason ve kesin olarak tatlı- odunsu koku hissini verdi. Daha sonrasında bir bardak süte vanilya eklenmiş gibi muhteşem ve belki de çok sevdiğim için bu kadar beğendiğim bir koku olan vanilya kokusu katıldı bu sevimli parfüme… Fındık kokusunu pek alamadım, benim bu kokuya olan burun eksikliğimden kaynaklı olarak; belki fındık, fındıklı çikolata temalı bir element olsaydı çıkarabilirdim. Yeni yakılmış kuru otların etrafa yaydığı dumanının kokusu da geliyor altlardan ama bu koku, koklanmak istenileceği kadar güzel, parfümün odunsu halini desteklercesine… En son tenimde, az tarçın kokulu krem sürmüşüm gibi bir his oluşturdu. Kremsi ama o alışılagelmiş yağlı ve itici – yapay kremsilikte olmadan ertesi güne kadar kaldı. Sanırım bu kremsilik miskin etkisinden, çünkü misk temalı kremler tercih ettiğim içindir ki bana öyle geliyor. Kesinlikle yalın fakat çok tatlı ve kendini içten içe sevdirebilen bir koku. Rahatsız eden hiçbir yanı ve eksiği yok. Doğaya has kokulara imrenmiş bir kalitesi var. İlk on parfümlerim arasında olacak bir parfüm benim nazarımda. Kalitesi, sizin bu muntazam yorumunuzdan belli oluyor fakat bu seçimim tamamen benim koku zevkimle alakalı bir değerleme…
bazen bakarsınız, gördüğünüz renk beyazdır,sıradan gelir önce. ne zaman ki yanına başka beyazlar koyarsınız o zaman içlerinden birinin aslında sadece beyaz olmadığını farkedersiniz. bir sıfatı vardır mutlaka, kirli, aydınlık, kırık… mutlaka biri daha özel gelir. önce sıradan olan şimdi çok farklıdır. baktıkça derinleşir anlam kazanır ve onunla özdeşleşirsiniz. dışardan herkes gibi görünen birinin bu kadar ben ve bu kadar bambaşka olması, bu kadar soyut ama bu kadar yakın ve var olması, her şeyin bu derece farkında olması… yokmuş gibi yapması, duymamış gibi davranmasına rağmen o an orada ne olmuşsa bilmesi ve hepsini belki o an içinde yorumlayıp doğru hükmü beynine kazıması, karşınıza çıkmış kim bilir kaç insandan sadece birine has özelliktir?
yazının derinliği, her okuduğumda yeni bir yazı okumuşum gibi tüylerimi diken diken edişi, bu samimiyet, bu özgünlük, bu herkesin arasındayken bile yalnız olduğunu bilen tavır çok etkileyici.