Mükemmeliyetçilik Nedir?

Bu sözcüğün TDK’ya göre üç anlamı var:
1. Aşırı titiz davranan kimse.

2. Ahlaki olgunluğa erişmeyi amaç edinen kimse.

3. Mükemmel olma yolunda aşırı çaba sarf eden kimse.

Aslında üçü de ele alınabilir. 1 ve 3, anlatımımıza daha uygun.

Yaptığınız iş sizi tatmin etmiyor ve daha mükemmel olmasını istiyorsanız; yapamadığınızda kendinizi değersiz hissediyor ve acımadan cezalandırıyorsanız, bir mükemmeliyetçisiniz.

*

Mükemmeliyetçilerin Ortak Davranışları
1. Kendilerine olan aşırı öz güvenleri bazılarında kibir olarak zuhur edebilir.

2. Çok düzenli ve disiplinli olmak.

3. Fazla ayrıntı vermek. Adresi tarif etmesine rağmen, mesaj olarak da atmak ve konum göndermek. Üstüne arayıp mesaj aldığınızı teyit etmek.

4. Bazı işleri defaatle kontrol etmek.

5. Biriktirme. Lazım olur diye ninesinin görümcesine ait, 74 sene önce satılmış olan bağ evinin faturalarını biriktirmek.

6. İmla takıntısı: Mükemmelliyetçilik yazmaz mesela. 🙂

7. Obsesif Kompulsif (takıntı zorunluluğu) olma durumu. Kusursuz oranlara vurulma.

8. Bir fizik kanunu (açısal momentumun korunumu)na göre, seni kuvvetle çeken bir şeyden uzaklaşmaya çalışırsan kendi etrafında dönmeye başlarsın. Mükemmeliyetçi, baş döndürür.

9. İnsanlar, onlarla konuştuğunda kendilerini iyi hissederler, çok konuşursa da önemli hissederler.
Mükemmeliyetçiyi dinlemek, size kendinizi iyi hissettirir. Çünkü zamanı kısıtlıdır.

10. Bir insanın sorumluluk sahibi olup olmadığını anlamak için hayatındaki düzene ve disipline bakın. Onlar nadiren hata yapar.

*

Mükemmeliyetçilerin Zayıf Özellikleri
1. Çok yüksek hedefler belirlerler. Onlar hedefe varmadan, hedef onları ele geçirebilir.

2. Sapyoseksüel olduklarından sevgili bulmaları güçtür.

3. Kimi zaman başarılarından çok başarısızlıklarına odaklanırlar.

4. Hata yaptıklarında kendilerine acımazlar. Adalet terazilerinde en büyük cezayı kendileri alır.

5. Başarısızlık fobileri vardır.

6. Her gün kendilerini geliştirdiklerinden, çevresinde yerinde sayanlar zamanla dibe batar. Beyin paraşüt gibidir; yalnızca açık olduğunda çalışır. Algıları hep açıktır.

7. İnsanın bir olduğu, bir de insanların onu tanımasını istediği karakteri vardır. Kendisi yerine bazen farklı, eşsiz birinden bahseder. Onları kendisi de kabullenemediğinden kusurlarını herkesten gizler.

8. Tespit ettiğime göre bu insanların düştüğü en büyük yanılgı: kendisi zeki olduğundan, başkalarının da zeki olabileceğini düşünmesi. Daha sonra onlarla temaslarda bulunur ve bazı işler verip başaramadıklarını görünce yıkılır. Oysa aklı olmayanı akılla yönetmek ne mümkündür?

9. Benzer bir kötü özelliği de, kendisinde olan bir yeteneğin herkeste olduğunu düşünüp, kendini küçümsemesi.

10. Daha iyisini bulabileceğine inandığı an, sizden vazgeçebilir. Bunu birden yapmaz belki ama, siz onun hayatınızda olsanız bile, o sizin hayatınızdan gider. Fiziksel olarak hayatınızdadır ancak ruhsal olarak çıkar!..
Mükemmeliyetçilerin Güçlü Özellikleri
1. Kusursuza yakın iş çıkaran birisi, genellikle güçlüdür.

2. Tarihteki sanatçıların çoğu mükemmeliyetçidir. Leonardo da Vinci, Michelangelo, Picasso…

3. Hayat olasılıklar toplamıdır. Bir işi ne kadar çok denersen, başarı oranın yükselir.

4. Takıntısız biri başarılı olabilir, ama takıntılı kişinin başarısız olma ihtimali düşüktür.

5. Yel kayadan ne koparır. Işığa yıldırımdan zarar gelmez. Titizliği nedeniyle kısa vadede zaman kaybeder, ancak uzun vadede kazanır.

6. Yapılan şeyin doğru olup olmamasından çok işe yaraması önemli. Mükemmeliyetçilik, başka bir dünya için yanlış olsa da, bu dünyada işe yaradığı kesin.

7. Başka çaren kalmayınca hiç denemediklerini denersin. Onlar denemekten yorulmaz.

8. Kapasitesinin üstünde iş verirseniz daha mutlu çalışırlar. Araştırmak için doğmuşlardır.

9. Art arda gelen sorunlara “Neden ben?” diyenlerden değildir. “Bu kadar mı, daha yok mu?” diye meydan okur.

10. Onun korktuğu anki cesareti, başkalarının cesur oldukları andaki cesaretinden fazladır.

*

Arthur Schopenhauer der ki:

“Faydalı insanları, deha sahibi insanlarla mukayese etmek, tuğlaları elmaslarla mukayese etmek gibidir.”

Onlar dahidir ve nadir bulunurlar. Onlarla karşılaşan birisinin bırakmak istememesi bundan…

*

Fakat bir kez daha görmüş olduk:
Bir şeyin fiyatını belirleyen şey, o şeyin kendisi ya da satıcı değil, alıcıdır.  Onların alıcıları her zaman vardır. Fakat sorun bu değil? Sorun, onların kimseyi beğenmemeleri!..

Hani bazı hayvanlar kimseyi üstüne bindirmez, ancak efendisi gelince ona itaat eder; karakterimiz de, ancak kendisinden üstün bir mükemmeliyetçiye boyun eğecektir. 

*

Bazen tanıştığın bir insan için “Tamam işte, gördüklerimin içinde en iyisi bu!” dersin. Sonra günler geçer; derken… O beklenen an karşına öyle birisi gelir ki, tam cevapları bulduğunu düşündüğün an tüm sorular değişir!

İşte her şey ters yüz oldu.
Kıyaslama terazisi de böyle çalışır.
Çünkü bir şey ancak karşıtına göre değerlenir.

Beygir Gücü: 75 kg’ın 1 saniyede 1 metre yukarı kaldırılması için harcanan güç miktarı.

Metre: Işığın boşlukta 1/299.792.458 saniyede aldığı mesafe.

Angström: Cm’nin 100.000.000’da biri.

1 metre, 1 angström’a göre oldukça uzundur. Fakat evrenin çapının 92 milyar ışık yılı olduğunu biliyorsak, 1 metre gözümüzde birden kısalmıştır.

Nazım Hikmet’in söylediği gibi:
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskobik bi zaman…’
Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün…’
Bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
Ona sorarsanız: ’Bütün bi hayat…’
Bana sorarsanız: ‘Adam sen de bi hafta…’

*

Bir mükemmeliyetçiyle tanışınca hayatınızdakileri sorgularsınız. Sevdikleriniz terazide tartılmaya başlar.
Ve o kişi tahmin ettiğim gibiyse, yani onlardansa… çıtayı öyle yükseltir ki, korkarım artık kimseye eskisi kadar tahammül edemezsiniz.

*

Onlar yorulmazlar. Her gün yeni şeyler öğrenirler. Böyle biri değilseniz, sizi bir müddet sonra yanınızdan uzaklaştıracaktır. Bu kaçınılmaz…

Aşırı öz güvenleri bazen kibir ile karıştırılır. Fakat tespit ettiğim bir ayrıntı:
Bazıları öz güveni düşük ve içe kapanık olduğundan, bu eksiklerini kapatmak için herkesten çok ve özverili çalışırlar.Her zaman sürüden ayrıdırlar. Onları ancak uzaktan seyredebilirsiniz. Kimi zaman kalabalıklara karıştıkları da olur, böyle zamanlarda bembeyaz bir koyun sürüsünde altın renkli bir aslan nasıl görünürse, onlar da öyle görünür. Böylece sürüden ayrılırlar. Onlar eşsiz kar taneleridir.

*

Bir şirkette yükseleceğiniz departmanda siz mükemmeliyetçi değilseniz, korkarım onlardan birinin bölümünüze girmemesi için dua etmekten başka yapacak bir şeyiniz yok!

Yahu onları geçemezsiniz!.. Buna izin vermezler. Sizi engellemek için samimi bir çabaya dahi girişmezler. Çünkü doğaları budur. Geçilmezler!

Nasıl ki grafoloji biliminde, attığınız bir imzayı değiştirmek için yeniden dünyaya gelmeniz gereklidir; işte bir mükemmeliyetçiyi geçmeniz için de bir daha doğmanız şart!

Bir insanın başarısı rakibine göre ölçülür. Onlarınsa rakipleri yoktur.

*

Gerçek doğanızı inkar etmekten yorulmadınız mı?
Sizinle ilgileniyorum.
Çünkü ne kadar özel olduğunuzu biliyorum…
Ve ne kadar değerli olduğunuzu da…

Size kızgın mıyım?
Elbette hayır…
Kötü huylarınızı bile bırakmayın.
Kusurlarınızı da…
Siz hatalarınızla güzelsiniz. Ahhh… Oysa onlar ne kadar da azdır…
Fakat sahip olduğunuz şey doğa üstü bir yetenek.
Yeteneklerinizi zamanla kaybedebilirsiniz.

Tabii geliştirmezseniz…Doktrin: “Deha, kimseden bir şey öğrenmeyen, insanlığın her şeyi ondan öğrendiği kişidir.” – Arthur Schopenhauer